Bu ziyaretin arkasından halk Ayasofya'ya koşarak İmparator'un tahttan indirilmesini istedi. Genç imparator en güvendiği danışmanı Aleksios Murtzuphlos tarafından yakalanıp hapse atıldı ve orada boğduruldu. Babası ihtiyar imparator Isaakos da birkaç gün sonra öldü. Başkent halkının onayı ile Murtzuphlos kendini 'İmparator' ilan etti ve V. Aleksios unvanıyla tahta çıktı.
Haçlılar bu taht değişikliğini kendilerine karşı 'açık bir meydan okuma' olarak değerlendirdiler. Venedikliler çoktan beri Haçlılara, en iyi çözüm yolunun, İstanbul’u hücumla zapt edip burada 'Batılı bir imparator' ilan etmek olduğunu telkin ediyorlardı. Olayların akışı, onların Haçlıları ikna etmesini kolaylaştırdı.
Din adamları askerlere, bu yolda ölenlerin, sanki Haçlı Seferi'ni tamamlamış gibi Papa'nin affından yararlanacağını söylediler. Tabiatıyla böyle bir müsamaha vaadiyle, din adamları bütün Haçlı Seferi’nin ölüm fermanını vermiş oldular. Papa da saldırıyı yasaklamadı, Bizans'a sadece kutsal savaşı engelledikleri taktirde saldırılabilecekti. Ancak bütün Batı zaten Bizans'ın her zaman kutsal savaşı engellediğine ve Haçlılara düşman olduğuna inanıyordu. Dolayısıyla bu emir Papa'nın tasvibi demekti.
Mart ayı boyunca Haçlılar ve Venedikliler elde edilecek ganimeti aralarında nasıl bölüşeceklerini konuştular. Şehir zapt edildikten sonra kim imparator seçilirse her şeyin dörtte biri ona verilecekti. Gerisi Haçlılarla Venedikliler arasında yarı yarıya paylaşılacaktı. Herkes elde edeceği serveti düşünüyordu. 6 Nisan 1204'te yapılan ilk Haçlı saldırısı büyük kayıplara rağmen durduruldu. Fakat bir hafta sonraki saldırıda,
İmparator, patrik ve pek çok asilin kaçıp gittiği her türlü savunmadan yoksun şehir, Büyük Saray'a gelip yerleşen Enrico Dandolo ve Haçlı kontlarının izniyle, üç gün boyunca yağmalanıp tahrip edildi. Haçlılar sadece yağma ve tahriple yetinmediler. Savunmasız İstanbul halkına reva gördükleri muamele, en soğukkanlı insanı bile isyan ettirecek kadar feciydi. Sokaklarda naralar atarak çılgınca koşuşan yaya Haçlı askerleri veya yere diz çöküp merhamet dilenen zavallı halkın üzerine acımasızca atlarını süren şövalyeler; erkek, kadın, yaşlı, çocuk demeden herkesi öldürüyor, fakir evlerini bile tahrip ediyorlardı. Saraylılar, asiller, genç kadınlar, kızlar hatta rahibeler bile gözü dönmüş Haçlıların saldırılarına kurban oldular.
Yorumlar
Şövalyeler çok vahşiymiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız