Kanuni, kendinden önceki hiçbir padişahın sahip olmadığı avantajlarla Osmanlı tahtına çıktı. Babası I. Selim, II. Bayezid döneminde İmparatorluğu tehdit eden Safevi tehlikesini ortadan kaldırmış, Memlük Devleti’ni ilhak ederek Osmanlı'nın güney sınırlarını güvence altına almıştı. Ayrıca Mısır'ın fethiyle de önemli bir gelir kaynağına kavuşulmuştu.
Doğu meselesini halleden Yavuz, Avrupa'ya karşı bir sefere çıkmak için büyük bir donanmaya sahip olunması gerektiğinin bilincindeydi ve sağlığında bunun altyapısını hazırlamıştı. 30 Eylül 1520'de I.Süleyman tek erkek çocuk olarak, taht mücadelesine girmeden, zengin ve güçlü bir imparatorluğun başına geçti. I.Süleyman, 30 Eylül 1520'de tahta geçtiğinde, ilk olarak babasının sert icraatları nedeniyle mağdur olanların durumlarını düzeltmiştir. I. Selim'in Tebriz ve Kahire'den zorla getirttiği sanatkârlardan isteyenlerin memleketlerine dönmesine izin vermiş, İran'la Osmanlı ülkesi arasındaki ipek ticareti yasağını kaldırmış; bu ticareti yaptıkları için mallarına el konulan tüccarların zararlarını karşılamıştır.
Halka zulmettiği tespit edilen devlet görevlileri sert bir şekilde cezalandırılmıştır. Kaptanı Derya Cafer Bey hakkında yapılan zorbalık soruşturması, onun idamıyla sonuçlanmış, Prizren Beyi de bölgesindeki reayayı köle olarak sattığı için öldürülmüştür. Bu dönemde, Saray görevlilerinden çevreye zulmedenler ya öldürüldü ya da sürüldü. Babasının sert hükümdarlık döneminden sonra, Kanuni'nin bu tavırları, padişahlığını 'adalet' esaslı bir meşruiyet zeminine oturttu. 17. Yüzyıl yazarları, onun bu davranışlarını yapıtlarında övgüyle aktarırlar. Kanuni, tahta geçtikten sonra ilk olarak, Mısır'da patlak yeren Canberdi Gazali isyanıyla uğraştı. Daha sonra ilk iki seferini, Fatih dönemin de alınamayan iki nokta hedefe yaptı: 1521 'de Belgrad, 1522'de de Rodos Osmanlı'nın eline geçti.
Yorumlar
Osmanlı Devleti'nin şüphesiz en harika yılları Kanuni döneminde yaşandı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız