Osmanlı tarihinde, üzerinde düşünülmeden tartışılan sorunlardan biri de matbaanın geç gelişi konusudur. Bu sorun tartışılırken, İstanbul da bulunan 90 bin hattatın buna engel olduğu anlatılır. Bu bilgi üzerin de araştırma dahi yapmadan bir an düşünülse, böyle bir şeyin mümkün olamayacağı rahatlıkla anlaşılır. Bir kere, değil hattatların, belki bütün İstanbul esnafının toplamı ancak 90 bindi.
Yine matbaanın geç gelmesi tartışılırken “Geldi de ne oldu?” diye bir sorgulama yapılmaz. Matbaanın kurulmasından İbrahim Müteferrika'nın ölümüne kadar geçen yaklaşık 20 yıllık dönemde, Müteferrika'nın gayretleriyle, 17 kitap (23 cilt) basılabildi.
Müteferrika'nın ölümün den sonra ise yalnızca bir ki tap basılır ve sonra da matbaa 46 yıl faaliyetine ara verir. Bu durum matbaanın kuruluşunun ötesin de faaliyetinin de tamamen İbrahim Müteferrika'nın gayretleriyle yürüdüğü nü, o günün toplumunda, kitap basımına fazla bir rağbetin olmadığını açıkça gösterir. Matbaanın gelişi ele alınırken, toplumsal talebin ve alt yapının durumu, etraflıca incelenmelidir.
Yorumlar
Geç olsa da gelmiş en azından
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız