1924'te mübadele sırasında Konya'dan Mersin Limanı'na gelen 5 yaşındaki Anasta Hacıteodoridu ilk kez denizi orada görmüş ve "Ana, ana! Bir büyük su" diye bağırmıştı. Kapadokya'dan Mersin'e doğru yürüyen kafilenin söylediği içli şarkı Karamanlıların mübadeleyle yaşadığı hayal kırıklığını anlatıyor:
"Mersin yollarında ekin tütüyor,
Mistiyan evlerinde baykuş ötüyor
Ana bu muhacirlik ölümden beter(...)"
Bu acı ayrılık sürecinin sonrasında çetin göç günleri ve Yunanistan'da, kendilerine tamamen yabancı topraklarda, dillerini dahi bilmedikleri topluluk içinde zorlu günler yaşadı Karamanlılar. Amerikan Kadın Hastaneleri Örgütü'nün Yunanistan'daki faaliyetlerinin başında bulunan Esther Lovejoy Yunanistan'ın Makronissi Adası'na ulaşan Karamanlıların durumunu raporunda şöyle aktarıyordu:
"Göçmenlerin hali tarif edilemez. Bunlar bütün dünyanın reddettiği vatansız insanlar, çoğu da kadın ve çocuk. Yunanca konuşamıyorlar, oradan oraya hayvan gibi güdülüyorlar. Islak çukurlara, mezbeleliklere dolduruluyorlar; yemek kıt, su kıt, yatak, giysi yok; soğuk altında aç ve hasta bekleşiyorlar."
Yorumlar
Muhacirlik gerçekten çok zormuş o dönemler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız