1944 Haziran'ın da uçurulan 200 balondan hiçbiri Amerika kıtasına ulaşamaz. Aynı yılın Ekim ayında tasarımlar gözden geçirilir. Bu defa 15 bin balon üretilmesi öngörülür; fiilen 10 bin adet üretilir ve bunların 9 bin 300 tanesi fırlartılır.
İki hafta sonra Amerikan karşı-casusluk servisleri alarmdadır. Bir balon kılıfına ait parçalar bulunmuştur denizde. İlk başlarda Amerikalı görevliler bunların meteorolojik amaçla ya da hava saldırılarına karşı önlem mahiyetinde kullanılan balonlar olabileceğini düşünür. Bunu izleyen ay, bir balona ait olabilecek parçacıklara Oregon'da, Montana'da, hatta Birleşik Devletler'in kuzeydoğusundaki Michigan'da bile rastlanır. Bunun nasıl bir nesne olduğu üç aşağı beş yukarı kestirilmektedir. Safra olarak kullanılan kum tahlil edilir ve menşeinin Honşu Adası olduğu saptanır.
Kaliforniya kıyıları üzerinde uçmakta olan Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçak bu balonlardan birini fark edip onu parlamadan yere indirmeyi başardığında artık hiçbir kuşkuya yer yoktur: Japonlar Amerika'ya karşı saldırıya geçmiştir... Kağıttan balonlarla! Roosevelt yönetimi durumun vahametini kavrar. O güne dek Amerikan askerleri en gelişmiş silahlar, en olağanüstü stratejiler konusunda kafa yormuştur. Şimdi, yaptıkları bütün tahlilleri bir daha gözden geçirmek zorundadırlar. Ülkeyi yakıp yıkmak için rüzgardan yararlanarak okyanusu aşan, nerdeyse sıfır maliyetli böylesine basit bir silah, kelimenin gerçek ve mecazi anlamıyla tam bir 'bomba' etkisi yaratır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız