Osmanlı tarih kitapları, Çelebi Mehmed'i devletin “bâni-i sânisi”, yani ikinci kurucusu olarak gösterirler. Gerçekten de yaptığı işler incelendiğinde, onun bu sıfatı hak ettiğine kanaat getirebiliriz. Çelebi Mehmed, Ankara Savaşı'nın kaybedildiğini görünce, maiyetiyle birlikte, valilik yaptığı Amasya'ya kaçar bu kaçış gerçekleşirken daha 15 yaşındadır. Diğer kardeşleri karşısında, askeri güç ve devlet olanakları bakımından en zayıf durumda olan da oydu. Ancak zekâsı, mücadele azmi ve politik becerisiyle, tahta tek başına çıkmayı başarır.
Çelebi Mehmed'in valilik yaptığı Amasya ve çevresi, Danişmendli Beyliği'nin eski topraklarıdır. Anadolu'nun fethi sırasında ilk gazi beyliğin kurulduğu bu bölgede, gaza ruhu hala canlıdır ve bir dinamizm vardır. Bu havanın, Çelebi Mehmed'in kişisel gelişiminde büyük etkileri olmuştur.
Fetret Devri sırasında “Sultan” unvanını alan tek şehzade de Çelebi Mehmed'dir. 1407'den önceki bir tarihte bu unvanı almıştır. Çelebi Mehmed’i iktidara taşıyan yolda ona en fazla yardımcı olan devlet adamları Bayezid Paşa, Hacı İvaz Paşa, Bicaroğlu Hamza Bey, hep bu bölgenin insanlarıdır.
Çelebi Mehmed ilk önce, Amasya ve civarındaki Türkmenleri itaat altına almak için uzun mücadelelere girişir. Daha sonra yalnızca taht mücadeleleri döneminde değil, tek başına Osmanlı tahtında oturduğu 8 yıllık devrede de hayatı mücadelelerle geçer. Öldüğünde vücudunda 30’a yakın yara izi olduğu söylenir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız