İslamiyet’ten önce Çin ve Hint denizlerine inen Türkler, denizciliğe ilk olarak oralarda başlamışlardı. Anadolu'ya yerleşen Türkler ise, Anadolu kıyılarına Türkistan'ın kapalı denizlerinde balıkçılık ve gemicilik yapan halkı yerleştirmişlerdi. Türk denizciliğinin doğmaya başladığı 11. yüzyılın ikinci yarısında, Anadolu kıyılarında Bizans donanması etkiliydi.
Önce İznik, Mudanya ve Bursa taraflarını ele geçirip Marmara Denizi'ne dayanan Osmanlı devleti de kısa zamanda bir donanma oluşturma ihtiyacı hissetmişti. Önceleri küçük gemilerle oluşturulan bu donanmanın kürekçileri de yine uyruklardan seçiliyordu. Daha sonraları, donanmanın kürekçi ihtiyacı için devlet, kendi uyruğundan çoğunlukla "20 hanede bir" oranında kürekçi aldı. Bu 20 haneden biri dışında kalan 19 hane ise, bu kürekçinin altı aylık geçimi için para verirdi. Bu şekilde maliyede, 50 bin hane "avarız hanesi" olarak donanma kürekçilerine ayrılmıştı. Buradan elde edilen 150 bin kuruş, kürekçilere maaş olarak dağıtılırdı.
Donanmaya her yıl ne kadar kürekçi gerekirse, maliye, sancak ve kazalara hükümler gönderir, gerekli sayıyı sağlamaya çalışırdı. Bazen, kürekçi bulunmayan yerlerden bunun bedeli alınırdı. Türkler arasından alınan bu kürekçilere halk "ahlab" der ve hükümet onlara yevmiye verirdi. Osmanlı donanmasının kürekçi ihtiyacının bir kısmı da savaşta alınan esirler ve suçlularla karşılanırdı. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda bütün Akdeniz devletlerinin uyguladığı bu sistemden Osmanlı da yararlanmıştı. Bu tip kürekçilere, İtalyancadan gelme bir kelime olan "forsa" adı takılmıştı. Her gemide forsalara vardiyalar nezaret ederdi. Halk arasında "çakal" adı verilen bu esirler, kaçmamaları için ayaklarından birer zincirle alabandalara çakılı bulunurlardı.
Gemilerde esir kürekçilerle Türk kürekçilerin karışık olarak oturtulmaları, bir emniyet tedbiri olarak düşünülmüştü. Savaş sırasında, bir gemide sadece forsa bulunursa, bunların düşman tarafı yararına çalışacağına, kürekleri onların çıkarma kullanacaklarına veya isyan edeceklerine inanılırdı. Forsaların giydikleri pamuklu gömlek bezleri, Saruhan sancağının Tarhaniyat ve Akhisar kazalarında yapılıyordu.
Yorumlar
Bir zamanlar Akdeniz'in hakimi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız