Bazı Osmanlı tarihleri, Osman Gazi'nin zaman zaman “Divan” topladığını söyler. Ancak bunlar muhtemelen aşiret yönetimindeki toplantılardan birisiydi. Üyeleri ve toplanma şekli belirlenmiş Divan-ı Hümayun değildi. Orhan Gazi devrinde, devlet idaresinde “vezir” adı verilen bir görevlinin ortaya çıkmasından sonra, Divan-ı Hümayun örgütlenmesi de gerçekleşti.
Aşıkpaşazade Tarihi, devlet adamlarının Divan toplantılarına burmalı dülbend, yani bir çeşit sarıkla katıldıklarını yazar. Bu da Divan'ın belli Orhan Gazi döneminde kurulduktan sonra, devletin büyümesine paralel olarak gelişimini sürdürüp, Fatih Sultan Mehmed zamanında klasik halini aldı.
Fatih devrine kadar, Divan-ı Hümayun bizzat padişahların başkanlığında, bu tarihten sonra da veziriazamın riyasetinde toplandı. Padişah, Divan başkanlığını bıraktı. Bu değişim, Fetih'ten sonra, Roma'nın İmparatorluk, İslâm devletlerinin Sultanlık ve Türklerin Hakanlık geleneklerini Fatih'in kendi kişiliğinde birleştirme fikrinin sonucuydu. Fatih'in devletin idari teşkilat ve teşrifatında, yani protokolünde meydana getirdiği büyük yapısal değişim neticesinde, yeni bir çehreye kavuşan Divan-ı Hümayun'a katılanlar, iki ana gruba ayrılmaktaydı: Erkân-ı erbaa ismiyle anılan ve başta sadrazam olmak üzere, vezirler, kazaskerler, defterdarlar ile nişancıdan oluşan ilk zümre Divan'ın aslı olup, orada fikir beyan etme ve karar verme yetkisine sahiptiler.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız