Osmanlı İmparatorluğu, 16. Yüzyıl’ın sonlarında, daha önce tarihinde yaşamadığı iki savaşa arka arkaya girdi: 1578–1590 yılları arasında İran Safevi Devleti ile 1593–1606 yılları arasında ise Avusturya ile savaştı. Yıllarca süren bu iki savaştan da bir netice alınamadı. Ancak bu uzun ve yıpratıcı savaşlar, Osmanlı düzeni için, tahrip edici sonuçlara yol açtı ve imparatorluğun büyük bir buhrana girmesinin de ana nedenleri oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. Yüzyıl’ın sonlarında girdiği kargaşa ve buhran, o dönemde ‘tagayyür ve fesad’ olarak nitelendirilmekteydi.
Bu buhranın nedenlerini çözmeye çalışan Osmanlı yazarları, ilk belirtileri Kanuni döneminde bulmuşlardır. Ancak asıl problemlerin III. Murad döneminde başladığını kabul ederler. En çok tekrarlanıp sözü edilen olay, III. Murad dönemindeki sünnet düğününde gösterileri beğenilen oyuncuların, kanunlara aykırı bir şekilde Yeniçeri Ocağı’na alınmalarıdır.
Devlet düzenindeki aksaklıkları ve çözüm yollarını göstermek için, çeşitli devlet adamları raporlar kaleme almışlardır. Bunlara genellikle ‘Islahat Lahiyası’ denilir. Ayrıca ‘nasihatname’ ya da ‘siyasetname’ olarak da bilinirler.
Devlet düzenindeki bu tür aksaklıklara dair ilk kitaplar 16. Yüzyıl’da yazılmıştır. Şehzade Korkut’un risalesi bu alandaki ilklerdendir. Bu yüzyılın en ünlü eseri, Gelibolulu Mustafa Ali’nin ‘ Nushatü’s-Selatini’ yani Sultanlara Nasihatler’dir. 17. Yüzyıl’da bu tür risaleler artar. En ünlüsü Koçi Bey’in IV. Murad ve Sultan İbrahim’e sunduğu risalelerdir.
Yorumlar
Osmanlı Devleti için sonun başlangıcı bu dönemlerde başladı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız