Mehmet Öz, Islahat lahiyası yazarlarının, devletin düzelmesi için yapılması gereken asıl iş olarak, ‘Kanun-ı kadime riayet’i yani eskiden beri uygulanan kanunlara uyulmasını istediklerini belirtir. Padişah devlet işleriyle bizzat ilgilenmeli, dürüst ve ne yapacağını bilen bir veziriazam bulup, ona rahat çalışma şartları tayin etmelidir. Veziriazamlar da kanunları uygulamak için her işe layık olanı getirmelidir.
Tımarlar, eyaletlerdeki ve merkezdeki yöneticilerin ellerinden kurtarılıp, layık olanlara verilmelidir. Bu işler yapılırken hiç kimse kayırılmamalı, kanunlara uymamakta ısrar edenler ‘siyaset kılıcıyla’ yani ölüm cezasıyla korkutulmalıdır.
Öz, yazarların teklif ettikleri ıslahatın mahiyetini idari ve gelenekçi, yönetimin ise idari-inzibati ve cebri olduğunu söyler. 16.Yüzyıl sonu ile 17. Yüzyıl’ın ilk yarısındaki ıslahat önerileri, gelenekçidir ve geçmişe dönülmesi ön plandadır. Yani 18. Yüzyıl’daki düzen değişikliği o zamandaki deyişiyle ‘nizam-ı cedid’ fikri yoktur. Kanun-ı kadimin ihyası vardır. Avrupa’daki gelişmeler bir model olarak alınmak bir tarafa, dikkate dahi alınmamıştır. Bu dönemde gözler Avrupa’da değil, geçmiştedir.
Yorumlar
Bu dönemde gerek Osmanlı padişahları gerekse bürokrasi sınıfı yaşanan bozulmalara radikal çözümler bulmak yerine günü kurtaran çözümler aramışlardır. Bu geçici çözümler kurumların çözülmesine neden olmuştur.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız