Osmanlı imparatorluğu askeri açıdan en kuvvetli dönemini 16. Yüzyıl’da yaşamıştır. Ancak sonraki yüzyıllarda da askeri başarılar elde edilmiştir. Ayrıca devletin kimi kurumları, örneğin Osmanlı bürokrasisi,16. Yüzyıl’da yeni yeni gelişmeye başlamış ve 18. Yüzyıl’da zirveye ulaşmıştır. Avrupalı diplomatlar da, bu durumu yapıtlarında belirtirler.
Osmanlı’da ticari hayatın ve üretimin de 16. Yüzyıl’dan sonra devamlı gerilediği, Avrupa ile rekabet edemediği düşünülür. Oysa, örneğin Suraiya Faroqhi’nin Ankara ve Kayseri’deki ev sahipliğiyle ilgili araştırması, 17. Yüzyıl boyunca bu iki kentin bir çöküş yaşamadığını ortaya çıkarır. Yaşanılan büyük buhrana rağmen, Anadolu’nun kimi kesimleri 17. Yüzyıl’ın ortalarında toparlanmış, 1700 ile 1770 arasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun pek çok bölgesi, belirgin bir ekonomik canlanma yaşamıştır.
S. Faroqhi’nin belirttiği gibi, Osmanlı tarihçileri artık, devletin iç tutarlılığını kaybedip siyasi arenadan kaybolması ile değil, Osmanlı devlet ve toplumunun ilk büyük buhranı atlatıp üç yüz yıl daha devamını sağlayan mekanizmalarla ilgilenmektedirler.
Mehmet Genç’in, Osmanlı tarihinin siyasi sınırlarının genişleme-daralma temposuna göre yaptığı şu ayrımla ilgili yorumu da oldukça dikkat çekicidir:
1.Genişleme Dönemi (1300-1683)
2.Geri Çekilme (Daralma) Dönemi (1683-1622)
Özellikle ikinci döneme ilişkin olarak, Mehmet Genç, yaygın görüşün aksine, Osmanlı’nın Avrupa’dan geri çekilme döneminin, genişleme döneminden daha başarısız olmadığı, hatta bir bakıma daha başarılı sayılması gerektiği iddiasındadır. Zira bu dönemde, sanayileşememiş Osmanlı İmparatorluğu, sanayi devrimini gerçekleştirmiş Avrupa’ya karşı, yaklaşık 2 yüzyıl direnebilmiştir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız