Bu ikinci kubbe ile üçüncü kubbe arasında yer alan ve reisülküttap tahtası ismi verilen bölüm, reisülküttaba bağlı olarak Divan bürokrasisini yürüten Divan-ı Hümayun kâtiplerinin yeriydi. Üçüncü kubbenin altındaki bölüm Divan-ı Hümayun'da tutulan defterdarlıkla ilgili her türlü kaydın sandıklar içinde muhafaza edildiği Defterhane-i Amire idi.
Sadrazam, Divanhane'deki sedirde, Kasr-ı Adl'e açılan kafesli pencerenin hemen önüne, vezirler ise onun sağ tarafına mevkilerine göre otururlardı. Sadrazamın solunda kadıaskerler yer alır, kapının girişine yakın bir yerde defterdarlar, onların karşısında da nişancı otururdu. Divan-ı Hümayun toplantıları, simgelerle yüklenmiş, katı ve ayrıntılı teşrifat geleneklerine bağlı olarak icra edilirdi. Bu konuda İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın “Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı” isimli eserinde önemli bilgiler verilir.
Divan halkı sabah namazını genellikle Ayasofya Camii’nde kılarlardı. Bu arada yeniçeri ocağı ve süvari bölükleri ağalarıyla bir miktar yeniçeri caminin Bab-ı Hümayun isimli giriş kapısına bakan minaresi önünde, önceden belirlenmiş yerlerinde, iki sıra halinde dizilirler; namazdan Çıkan Divan üyeleriyle vezirler de buraya gelerek mevkilerine uygun biçimde saftaki yerlerini alırlardı. Nihayet toplanma tamamlanınca meydan duacısının yüksek sesle dua edip, “Fatiha” demesiyle, hep birlikte Fatiha Suresi okunur, sarayın ilk kapısı olan Bab-ı Hümayun açılırdı.
Vezirler, reis tahtası önünde kendilerini bekleyenlerin selamını aldıktan sonra, bütün erkân Divanhane'ye girer; herkes yerli yerinde ayakta beklerdi. Sadrazam da gelip, herkes yerli yerine oturduktan sonra, iki görevli hazine önünde Fetih Suresi'ni okumaya başlar, bu sırada Divan erkânına akide şekeri dağıtılırdı. Fetih Suresi'nin bitmesiyle birlikte yeniçerilere de çorba dağıtılırdı. Yine bu sırada çavuşbaşı ve tezkereciler tarafından hazine ve defterhanenin mühürleri açılıp, o gün kullanılacak defterler Divanhane'ye getirilirdi. Nihayet bütün hazırlıkların tamamlanması üzerine, çavuşbaşı ağa, elindeki asayı yere vurur, bu işaret üzerine Divan-ı Hümayun toplantısı başlardı.
Yorumlar
Osmanlı Devleti'ni güçlendiren en önemli yönetim unsurlarından bir tanesiydi
Çok enteresan değil mi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız