Böylece Fransa, Osmanlı'yı savaşa sokmaya çalıştı; ama çabaları bir netice vermeyince, 1733- 35 yılları arasın da, Lehistan'a kendi başına müdahale etti. Fransa, üstün lük sağlamasına rağmen Leçinski'nin krallığının problemli olacağını görünce, 1735'te Viyana Antlaşması ile bazı tavizler karşılığında, III. Augustus'un krallığını tanıdı. Daha sonraki yıllarda Fransa'nın İstanbul'daki elçisi Marquis de Villeneuve, Osmanlı'yı Rusya'ya karşı savaş açması için kışkırtırken, Rusların İstanbul’daki elçisi de yazdığı raporlarla, Çariçe Anna İvanova'yı sürpriz bir savaşa davet ediyordu.
Rusya, Bâbıâli' ye bir nota vererek, Kırım Tatarlarının Rusya'ya yaptıkları akınlar nedeniyle, Prut Antlaşması'nı tanımadığını bildirdi. Bu arada, Osmanlı yönetiminden kabul edilemeyecek isteklerde bulundu. İyice gerginleşen böylesi bir ortamda, İngiliz ve Hollanda elçileri iki devletin arasını bulmaya çalışırken, Fransa elçisi, Osmanlı yönetimini savaşa yönlendirdi. Sonunda, 2 Mayıs 1736'da Rusya'ya savaş ilan edildi.
Osmanlı, Rusya'ya karşı savaşa girdiklerin de, İkinci Viyana Kuşatması'ndan sonra en büyük hasını olan Avusturya'nın durumu belli değildi. Bu sırada iki devletin birlikte hareket edebileceklerini Bâbıâli'ye haber veren Fransız elçisi Villeneuve'e, Osmanlı yönetimi itibar etmedi. Avusturya'nın İstanbul'da ki elçisi Leopold von Talman da, Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu'nun arasını bulmak bahanesiyle Bâbıâli’yi oyaladı. Bu süreçte Ruslar, Avusturya ile Osmanlı İmparatorluğu'na karşı birlikte savaşa girmek için anlaştılar. Bu anlaşmaya göre, önce Rusya sonra da Avusturya savaşa girecek; Rusya, Kırım ve Azak'ı, Avusturya da Bosna ile Hersek'i alacaktı...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız