Osmanlı fetihleri kılıçtan ziyade, ‘’istimalet’’ yani gönül çekme diye adlandırılan uzlaştırıcı bir politikayla gerçekleştiriliyordu. İstimalet, Müslüman olmayan yerli halkın çeşitli vaatlerle kazanılması sayesinde, Osmanlı hâkimiyet sahasının genişletilmesiydi. Osmanlı yönetimi, yerli halka can ve mal güvenliği tanıdığı gibi, onları dinlerinde de serbest bırakıyor ve eski feodal yüklerinden kurtarıyordu.
Örnek vermek gerrelkirse; Duşanov Zakonik kanunlarına göre, köylü haftada iki gün, prensin toprağında angarya olarak çalışırken, Osmanlı yönetiminde, yılda sadece üç gün tımar sahibi sipahinin toprağında çalışma mükellefiyeti altındaydı. Osmanlı yönetimini kabul eden gayrimüslim halk, askerlik hizmeti yerine 'cizye' vergisini ödediği takdirde, mal ve can güvenlikleri teminatı altına yaşayabiliyorlardı.
Gazilerin akınlarından kaçarak, kalelere sığınan yerli halk, Osmanlı hâkimiyetinin yerleşmesiyle birlikte, düzenli bir devlet yönetiminin koruyucu güvenliğine kavuşuyordu. Fatih döneminde Mora ve Sırp halklarının yöneticileri, kendilerini despotlardan kurtarmak için, padişaha başvururlar, Osmanlı'nın Balkanlar'da kılıç ve ateşle yerleştiği iddiası, günümüz dünyasının bilimsel yayınlarında yer almamaktadır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız