1 Ekim 1915: "Almanların ortaya koyduğu şerefsizliğe karşılık Türklerin onurlu savaşının kanıtları yağmaya devam ediyor: Bir topçu subayı şunları yazıyor: 'Gerek onur gerekse mert savaşma açısından Türkler Almanlardan yirmi kere daha fazla övgüye layık..."
19 Kasım 1915: "Geçen hatta Avam Kamarası'nda Albay Yate, Yakın Doğu ve Ortadoğu hakkında ilginç bir konuşma yaptı ve İngiliz ordusunda Türklere karşı, Almanlara duyulana benzer bir nefret bulunmadığını söyledi. Türklerin arkasında, Kırım Savaşı günlerinin geleneğinin bulunduğunu da sözlerine ekledi. (...) Kırım Savaşı'nda İngiliz subayları tarafından yönetildikleri için (Türkler) başarılı oldular; ama bu sefer yanlış yönlendirici seçtiler."
Türklerin savaştaki centilmenlikleri konusundaki kampanya, 1916'nın Haziran ayında, Hicaz Şerifi Hüseyin, Arap İhtilali'ni başlatıp Türkleri arkadan vuruncaya kadar sürer. Bu ayaklanma, artık 'cihat' kampanyasının Türkleri etkilemediği yolunda İngilizleri inandırmıştır. Dolayısıyla Türkleri yüceltirken, İslam'a karşı olmadıklarını yaymaya yönelik propagandalara da artık ihtiyaç kalmamıştır. Böylece 1916'nın ikinci yansından itibaren, Near East dergisinde, önce "Türk'e centilmen demek uygun mudur?" tartışması başlatılmış, sonra da küçültücü sıfatlar yakıştırılmasına girişilmiştir, İngiliz casusu Arabistanlı Lawrence'ın anılarındaki abartma ve yalanlarla da bu taktik, doruğa ulaşmıştır.
Yorumlar
Savaşmayı biliyoruz bu gerçek
ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız