Hiçbir sadrazam, Sultanzade Mehmet Paşa (1644- 1645) kadar rüşvet ve irtikapın suyunu çıkarmamıştı. Hele bir de dönemine damgasını vuran ünlü Safranbolulu Cinci Hüseyin Efendi'yle işbirliği yapınca, dilediği şekilde davranmakta asla abes görmemiştir. Dönem, Deli İbrahim (1640- 1648) dönemidir. Devletin yönetiminin ipe sapa gelir tarafı yoktur.
Kendisinden önce sadrazamlık yapan Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın tüm başarılarına rağmen katledildiğini görmüş, aynı akıbete uğramamak için, Deli İbrahim'e dalkavukluktan başka bir şey yapmamıştır. Ama yine de bir hattı hümayunda kendine atfen yapılan "Bre mütevelli yapılı godoş. Bre karpuz kıyafetli püzevenk” yakıştırmalarından kurtulamamıştı. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı kendisinden, "zevk ve sefaya meclub, riyakâr, karaktersiz bir vezirdi" diye bahseder. Sultanzade Mehmet Paşa'nın esas mahareti ise seleflerinden Hadım Hasan Paşa'nın başlattığı, memuriyete tayin suretiyle rüşvet alma metodunu geliştirmesiydi.
Tarihlere göre Sultanzade, önce rüşvet karşılığı istenilen yere tayini yapar, kısa bir müddet sonra da bir bahane uydurarak görevden alır, yine rüşvet karşılığı bir başkasını tayin ederdi. Ama esas servetini diğer rüşvetçi sadrazamların bir kısmının da yaptığı gibi Mısır Valiliği esnasında edinmişti.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız