1935 yılı Ağustos sonlarına doğru Atatürk'ü hedef alan bir suikast hazırlığı ortaya çıkarıldı.Çerkes Ethem ve kardeşi Reşit'in tahrikiyle hazırlandığı düşünülen suikast girişimi bir ihbarla ortaya çıkarılmış ve Suriye sınırından yurda giren  5 kişi güvenlik kuvvetleri tarafıdan yakalanmıştı.

Olayın kamuoyunda yarattığı şaşkınlık ,sonraki günlerde konuyla ilgili görülen bir milletvekilinin tutuklanmasıyla daha da arttı .Asker kökenli bu milletvekili ,Kurtuluş Savaşın'daki hizmetleriyle " Urfa Kahramanı" lakabını kazanmış ,İstiklal Madalyası sahibi Ali Saip Ursavaş'tı .

Girişimin ortaya çıkarılmasından sonra birçok şehirde lanetleme mitingleri düzenlendi. Atatürk ise ,sanki olaydan haberi yokmuşçasına sessiz kalmayı tercih ettiler. Onun bu suskunluğu çeşitli söylentilere de yol açtı.  Halk arasında " Bu üzüntülü olayı anmak istemiyor" ya da "Bunun doğru olduğuna inanmıyor"gibi yorumlar yapıldı.

Suikastle ilgili soruşturma tamamlandıktan sonra sanıklar 9 Ocak 1936 tarihinde hakim karşısına çıkarıldılar.Tüm suçlamaları reddeden sanıkların yargılaması 17 Şubat 1936 da sona erdi ve mahkeme delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verdi.

Dava boyunca suskunluğunu koruyan Atatürk , sadece karar açıklandıktan sonra şu sözleri söylemekle yetindi :

Suça yeltenilmiş .Ancak yargıç ,buna inanacak ölçüde kanıt bulmuş değildir.