İkinci Gıyasettin Keyhüsrev'in ölümünden sonra bir diğer kötü gelişme kendisinin genç yaşta ölmesinden dolayı henüz tahta geçirebileceği uygun yaşta bir oğlunun olmamasıydı. En büyük oğlu olan İzzettin Keyhüsrev 11 yaşındaydı. Ama Selçuklu Devleti ileri gelenleri en sonunda daha 11 yaşında bir çocuk olan İzzettin Keyhüsrev'i Anadolu Selçuklu Devleti'nin başına getirmek zorunda kaldılar. Küçücük bir çocuğun böylesine yıkılmakta olan ve esir alınmış bir devleti nasıl yöneteceği ise büyük bir soru işaretiydi. Muhtemelen de yönetmesi zaten uzun sürmeyecekti.

İkinci İzzettin Keykavus'un tahta geçirilmesinden sonraki zamanlarda ise yönetim vezirlerin elinde oldu. İkinci İzzettin Keykavus sembolik olarak tahta duruyordu. Devletin yönetimi ve işlere bakılması ise vezirler tarafından hallediliyordu. Aslında beklenen olmuştu. Küçük bir çocuk ülkeyi yönetmiyordu. Sadece orada durması gerektiği için orada duruyordu. Hepsi bu. İlerleyen zamanlarda ise devleti yöneten en büyük vezir hayatını kaybettim. Bu vezirin ölmesi üzerine başka bir devlet büyüğü olan Celaleddin Karatay, İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev'in vasiyeti de üzerine sadece bir değil, üç oğlunu birden tahta çıkarttı ve hutbeleri bu üç oğlu adına okutturdu. İkinci Gıyaseddin Keyhüsrev'in vasiyetinde ise en büyük oğlunun değil, başka bir oğlunun tahta geçmesi yazıyordu. Yani devlet yine tuhaf bir hale gelmişti, yönetim üçlü olmuştu ve üç tane çocuğun elindeydi. Sürekli olarak daha da kötüsü oluyordu Anadolu Selçuklu Devleti'nde.