1460'lı yıllara gelindiğinde Osmanlı Devleti ve Venedik arasında çıkabilecek ciddi bir husumetin oluşmasını sağlayacak her türlü zemin oluşmuştu. 1462 yılına gelindiğinde ise Osmanlı Devleti'ne düşman olan bir şahıs Mora'da Venedik kalesine sığındı ve Venedik bu şahsı Osmanlı Devleti'ne iade etmesi gerekirken bu iadeyi gerçekleştirmedi. Bunun üzerine Osmanlı Devleti de Mora'da Venedik'e ait başka bir kaleyi zapt etti ve bu olay aslında büyük bir ateşin ilk kırılcımı olarak görülebilir.

Osmanlı ordusunun bu saldırısına karşılık Venedik, 1463 yılının Temmuz ayında Osmanlı devletine savaş ilan etti. Sadece birkaç ay sonra ise Papa'nın desteği ile Macarlar ve Venedik arasında bir ittifak oluşturuldu. Hemen ardından bu ittifaka Avrupa'dan Burgonya büyüklüğü ve Papa'nın da bizzat katılımıyla bir Haçlı ittifakı oluşturuldu. Bu ittifaka göre eğer yapılan Haçlı saldırısında başarıya ulaşılırsa Venedik, Mora yarımadasını kendisine alıyor. Balkanlarda önemli bölgeler büyük oranda Macaristan'a bırakılıyor ve Makedonya Arnavut kralı İskender Bey'e bırakılıyordu. Bir anda Osmanlı devleti karşısında yeni bir Haçlı ittifakı buluvermişti.