Bir önceki içerik için buraya tıklayın.
Ayasofya 482 yıl cami, 916 yıl kilise olarak kaldı. 24 Kasım 1934 tarihinden 2020 yılına kadar müzeydi ancak şimdi cami olarak varlığını sürdürmektedir.
İstanbul doğu ve batıyı birbirine bağlar ve yüzyıllar boyunca en güçlüleri Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları olan sayısız imparatorluğun merkezi olmuştur. Görkemli silüetiyle şehir, çeşitli yöneticilerinin hâlâ birçok fiziksel hatırlatıcısına sahiptir. İstanbul'un en büyük hazinelerinden biri Ayasofya'dır. Günümüzde hem kilise hem de cami tasarım öğelerini barındıran tarihi bir yerdir.
Bizans İmparatorluğu Etkileri
Bizans İmparatorluğu İmparatoru Justinian tarafından 6. yüzyılda inşa edilen bu bazilika, görkemli bir kubbeye, geniş bir nefe ve muhteşem altın mozaiklere sahiptir. İlk olarak Konstantinopolis'te (şimdi İstanbul) Hristiyan mimarisini yansıtan bir katedral olarak inşa edilmiştir. Dünyanın en önemli Bizans yapılarından biridir. Mimarlar Tralles'li Anthemius ve Milet'li İsidoros altı yılda inşa ettiler. Ayasofya, pandantifler (küresel bir yüzeyin üçgen parçası) ve iki yarım kubbe ile desteklenen 32 metrelik büyük bir ana kubbe ile boyuna bir bazilika ile merkezi bir binayı benzersiz bir Bizans tarzında birleştirir. Galerilerin üzerindeki duvarlarda ve kubbenin tabanında, gün ışığında destekleri gizleyen ve kanopinin havada yüzdüğü izlenimini veren pencereler vardır.
Osmanlı İmparatorluğu Etkileri
Osmanlı'nın 1453'te Konstantinopolis'i fethinden sonra II. Mehmed, ahşap bir minare (dışta ezan için kullanılan bir kule), büyük bir avize, bir mihrap (Mekke yönünü gösteren niş) ve bir minber ekleyerek Ayasofya'yı camiye dönüştürmüştür. Ayrıca iç duvarlarına dünyanın hiçbir camisinde olmayan eşsiz bir hat koleksiyonu eklenmiştir. Ancak Hıristiyan kilisesinin özgün özellikleri bozulmamıştır. İsa'yı, Meryem Ana'yı, Hristiyan azizlerini ve melekleri betimleyen mozaiklerin üzeri sıvanmıştır. İstanbul'un fethinden sonra Ayasofya, Osmanlı İmparatorluğu'nda üst düzey ailelerin ibadet ettiği en önemli yer haline geldi. Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbinde önemli bir yere sahipti.
Bir Kilise ve Bir Cami
1934'te Türkiye Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk, Ayasofya'yı laikleştirdi ve 1935'te müze haline getirildi. Binanın hâlâ hem Hıristiyan hem de İslam mimarisinin özelliklerini sergilemesi, bu anıtı eşsiz bir mimari şaheser haline getiriyor. Ayasofya'nın Bizans mimarisi, İstanbul'un Sultanahmet Camii gibi diğer birçok Osmanlı camisine ilham kaynağı olmuştur. 1985 yılında Ayasofya, İstanbul'un diğer önemli tarihi binaları ve mekanları ile birlikte UNESCO Dünya Mirası alanı ilan edildi. Şu anda Türkiye'nin turizm açısından önemli bir yeri olan Ayasofya'da araştırma, onarım ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Sadece turistler tarafından değil, tarihçiler, mimarlar, sanatçılar ve arkeologlar tarafından da ziyaret edilmektedir. 2020 yılında Ayasofya tekrar cami olmuştur.
Siz hiç Ayasofya'ya gittiniz mi?
kaynak: https://www.architecturaldigest.in/content/istanbul-turkey-hagia-sophia-museum-structure-mosque-church-architecture/
Yorumlar
Ben Ayasofya'ya hiç gitmedim ve dünyada Ayasofya gibi başka bir mimari yapı olmadığına eminim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız