Ekim 18, 2024

Andersen Masalları (SUCUK ŞİŞLERİNDEN ÇORBA)(IV)

  - Çorbanın pişirilmesi - 

 


Dördüncü fare "ben hiçbir bir seyahate çıkmadım, burada
memlekette kaldım, en doğrusu da budur, diye söze başladı.
Seyahate çıkmaya hiç lüzum yok. Her şeyi burada da
öğrenmek kabildir. Burada oturdum, öğrendiklerimi de ne
tabiatüstü varlıklardan, ne kitaplar yiyerek, ne de baykuşla
konuşarak elde ettim. Benim bilgim kaynağını kendi düşünce
kuvvetimden alıyor. Şimdi yalnız siz şu kazanı doğrultun,
ağzına kadar da su ile doldurun. Ateşi yakın, suyu kaynatın.
Suyun iyice kaynaması lâzımdır. Şimdi sucuk şişlerini içine
atacaksınız. Arkasından majestemiz fareler kralı hazretlerinin,
kuyruklarını kaynayan suya daldırarak karıştırmaları lâzımdır.
Majesteleri ne kadar uzun zaman karıştırırlarsa çorba da o
kadar koyu olur. Bu da masraflı bir iş değil. Suya ayrıca ecza
falan katmaya da lüzum yok, yalnız karıştırılması lâzımdır."
Fareler kralı "bunu başka biri yapamaz mı?" diye sordu,
öteki "hayır" diye cevap verdi, bunun için gereken kuvvet
yalnız fareler kralının kuyruğuna gizlidir."
Su kaynamaya başlamıştı. Fareler kralı kazanın yanına
iyice yaklaştı. Vaziyet adamakıllı tehlikeli gözüküyordu.
Kuyruğunu kaldırıp, farelerin süthanede süt dolu kâselere
kuyruklarını batırıp kaymağa buladıktan sonra yaladıkları
zaman yaptıkları gibi, kaynayan suya batırmak istedi. Fakat
başaramadı. Kuyruğu ancak su buharına temas edebildi,
hemen uzağa sıçrayarak "tabii, dedi, kraliçem sen olacaksın,
başka kimse değil. Bu çorbayı da evlenmemizin otuzuncu yıl
dönümünde pişiririz. O zaman da memleketteki fakir fareler
gerçekten sevinecekleri bir ziyafet yüzü görmüş olurlar, bu
sevinç de uzun sürer."
Bunun üzerine düğün başladı, evlenmeyi kutladılar. Ama
farelerin çoğu evlerine dönerlerken "buna sucuk şişi çorbası
değil, fare kuyruğu çorbası adını vermek daha doğru olurdu"
diye konuşuyorlardı.
Fikirlerine göre anlatılan şeylerden bir kısmı çok iyi,
yerindeydi ama heyeti umumiyesi bakımından daha başka
türlü olabilirdi. "Meselâ ben, diyordu biri, şöyle yahut şöyle
bir şey anlatabilirdim."
Bu da işin tenkidiydi. Malûm ya, tenkit sonradan yapıldığı
için daima akıllıca, ustalıklı gözükür.
Hikâye dilden dile dünyayı dolaştı. Hakkındaki fikirler çok
değişiyordu ama hikâye yer etmiş kalmıştı. Bu da "sucuk şişi
çorbası" için olduğu gibi, küçüklü büyüklü bütün hikâyeler
için en doğrusudur. Yalnız karşılığında teşekkür beklememeli.
 

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son Yazıları

probiyotik

Islak Çeltiklere

probiyotik

Hiçsizliğe

probiyotik

Acıyor

probiyotik

Yıkık

Editörlerin Son Yazıları

kaptanfilozof06

Deprem Korkusu Arttı

probiyotik

Islak Çeltiklere

bubble30
Nielawore

"KINAR HANIMIN DENİZLERİ"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun