Bazen anlatmak söylemek ister de susar ya insan, diyemediğinden değil işte. Anlatsam ne? Ne fark eder ne değiştirir ki? Anlatsam ne nasılsa anlamayacaksın. Öyle oturup dinlemekle anlayamazsın, gönlünün kulaklarını aç ve dinle sessizliğimin sesini. Söylediklerimi duysan ne, duymalısın sustuklarımı. Bilmelisin susmuşluklarımın fazlalığını.
Bakmakla görmek arasındaki farkı anlamalısın önce sen, bakarak göremezsin gerçekliğimi, görmen gerekenleri göremezsen çözemeyiz hiçbir şeyi.
Duyabilir misin vicdanının sesini? İçindeki seslerle kavga etmek ne demek bilebilir misin? Haykırırken 'Sarıl ona' diye içini dinlememeye çalışmanın ne demek olduğunu, içine atmayı ve sarılmadan öylece durmanın ne denli can yaktığını tattın mı hiç? Ya da elden bir şey gelmeyince çaresizliğin çanları çaldığı zamanda kulaklarında, öylece kalakalmayı bilir misin?
Kaldı mı vicdan denen şey şu zamanda herhangi bir kimsede? Dokunabilir misin bir çocuğun aç midesine, evsiz birinin sıcacık yatağında uyur gibi kaldırımın köşesinde yatarken mışıl mışıl uyuyuşuna ninni söyleyebilir misin? Kimsesiz bir çocuğu tutup elinden götürebilir misin mutluluğa?
Gönlü sevgiye ve mutluluğa aç birini doyurabilir misin, gücün yeter mi ? Güç dediğimiz şeyin tam tanımı nedir bilebilir misin? Siyasi güç, sportif güç hayata karşı direnmenin gücüyle ölçülebilir mi, hangisi daha ağır gelir cevaplanabilir mi?
Onca sıkıntı onca dert tasa varken, hiçbir şeyi umursamayan insanların nasıl bunca umursamaz olduklarını bilebilmek mümkün mü ben bilmek isterdim. Siyaset için birbirini katleden insanları o hale getiren şeyleri görmek isterdim. Ölen insanlara sadece üzülüyormuş gibi yapan ama hayatına devam edebilen insanları anlamak isterdim. Ben ölen onca insanla ölebilmek isterdim.
Peki ya siz, bugün duyarlı bir paylaşımın hemen ardından hayatınıza devam etmek yerine, bir kere olsun gerçekten anlayabilme zahmetinde bulunabilir miydiniz?
Yorumlar
Ne iç dökmüşüm be...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız