Dalkavuk Kurt
Bir gün ormanlar kralı aslan yaşlanmış, çıkar yol aramış yaşlılığına,
“Çare yok” denilmezmiş hiç krallara. Aslan haber salmış hayvanlara, dostlar istemiş.
Dört bir yandan koşanlar, ilaç, sağlık verenler, tümünü toplamış başına. Yalnız tilki yokmuş aralarında.
Evine kapanmış, gelmemiş. Kurt da dalkavukluk ederek Kral’a, ele vermiş arkadaşını, bildirmiş tilkinin gelmediğini. “Çabuk” demiş Kral, “Bulun getirin onu.”
Tilki getirilmiş saraya. Kurdun oynadığı oyunu anlayan tilki, “Korkarım ki, gerçek olmayan bir durum bildirilmiş size,” demiş. Ve eklemiş:
“Saygılarımı sunacaktım ben de. Ama hacca gitmiştim kralıma sağlık dilemeye.
Bilginler, doktorlar gördüm yolculuk sırasında. Hastalığınızı bir bir anlattım onlara. Size sıcaklık gerekliymiş.
Bunun da tek çıkar yolu varmış:
Bir kurt diriyken yüzülerek, derisi sıcak sıcak üstünüze serilecek.
Sebebi her neyse.
Çok iyi geliyormuş hasta bedene. Bu iş için de kurt hazretleri emrinizde!”
Kral, pek hoşlanmış bu sözlerden. Kurt yüzülmüş, kesilmiş, parçalanmış.
Aslan, etini atmış ağzına, kürkünü de geçirmiş sırtına.
Dalkavuk efendiler!
Bırakın birbirinizi yok etmeyi. işinizi yaparken, zarar vermeyin çevrenize.
Sonra bu zarar dönüp dolaşır, bir gün size de ulaşır.
Öyle bir meslektesiniz ki, bağlamaz kimse kimseyi.
Kaynak: 1
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız