I
ece ayhan kimdi
resmi ve Ortodoks tarih yazıcılarına göre
-ki onların soruya sağır
yanıta dilsiz olduğu unutulmasın-
mor kapaklı kitaplarda boğulan bir şairdi
münafıktı durmadan tarihi kötüledi
bozguncuydu yasak dilleri severdi
cimriydi kimselere ödünç vermedi şiirini
-Ya Galata bankerlerinin sonuncusu olsaydı
çoktan yıkılırdı
fildişi imparatorluğunun mali düzeni-
adının geçmesi beklenmesin tüzüklerimizde
ece ayhan şuara loncasına hiç girmedi
hem nasıl aynı müsamereye çıkar onunla
namık kemal ve loncamızın erkek şairleri
makam sahibi şairlerimiz onunla ilgilenseydi
kanımızca kara şiirler örgütlemekten
kamu adına bir beyaz gömlek giyerdi.
halkı fazla etkilemedi dili gündelik değil
şiiri son kayıtlara göre yeraltına çekildi
II
ece ayhan bizim dilimizi bilirdi
cennetmekân olsun bir babadan kaldık
yüreği cibali’de ayakları başsız olur kore’de
bizse karaşın bodrumlarda evlad-ı şüheda
parasız yatılıya yazıldık
devletimizin disiplinlerinde
nerde bir cumhuriyet uyansa
gürbüz çocuklarıydık
o kadar uğraştı anamız gece ağır işlerde
mavi akmadı kanımız devletin resmi rengi
hayatımız resmen kayıyordu abiler
gördük de önleyemedik çoğalan sular gibi
yıldız olup üşüşürdük bölüşmeye ekmeği
boynumuza gecenin mührü düşmeden önce
halk olduk yazısız İstanbul tarihine
göğsümüzde bir gülü gülümsetti durmadan
ondan öğrendik bütün denizlerin kirletildiğini
ne çok balık birikti böylece yüzümüze
el sayılmaz ece ayhan yakından amcamız
çok kuşlu mektuplar saldı bize damgasız
size de zarfsız mektuplar yazmasaydı abiler
aklınıza gelir miydi külhan çocukların da
şiire nazır bir kente dükalık kurdukları
biz büyüsek de böyle o büyük çocukluğun
kalbimizdeki yeri yitmez
“uzun ölülerin gömülmeleri
uzamış denizlerdeyse hiç bitmez” (*)
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız