Başımı alıp gitmek istediğim her seferde bunu gerçekleştirebilmiş olsaydım, acaba kaçıncı terkedişim olurdu burayı bu?
Her istediğimin gerçekleşemeyeceğini anladığımda çok küçüktüm. Ama istediğimde gerçekten başımı alıp gidebileceğimi anlamamın üzeriinden çok geçmedi.
Gitmeyi kaçmak ya da uzaklaşmakla bir tutmak her zaman çok doğru değil.
Bazen gidebilmem sayesinde daha yaklaştığım şeyler oldu.
Birini çok sevmek veya sevmeye devam edebilmek için gitmek diye bir şey var.
Bazen bir şeyi sürdürebilmek için bile gitmek işe yarayabiliyor.
Keşke bunu öğrendiğimi söylemek kadar kolay olsaydı öğrenmeyi başarabilme sürecimde.
Bazen gitmenin yakınında duran şeye uzaktan bakabilmenin daha iyi olabaileceğini öğrenmem otuz yılımı aldı...
Gitmek deyince benim aklıma gelen ilk şey, dönmek.
Bu gitmeyi öğrenmek gibi durmuyor gibi pek.
Ama zaten gitmenin içinde dönmek o kadar çok var ki.
Sadece dönmeyi çok istemek için bile gidilebilir.
Tabi dönebilecek bir yeri olanlar için...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız