Ekim 18, 2024

Grimm Masalları (Çalıkuşuyla Ayı)

ÇALIKUŞUYLA AYI

 


Bir yaz günü ayıyla kurt ormanda geziniyorlardı. Ayı güzel bir kuşun şarkı
söylediğini duydu.
- Bu kadar güzel öten ne kuşu acaba kurt kardeş? dedi.
Kurt:
- Bu kuşların kralıdır, onun önünde eğilmeliyiz, dedi. Oysa kuş
çalıkuşuydu.
Ayı:
- Madem ki öyle, şu halde onun sarayını görmeyi de pek isterim. Haydi
beni oraya götürsene, dedi.
Kurt:
- Bu iş senin sandığın kadar kolay değil. Kraliçe hazretleri gelinceye kadar
beklemen gerek, dedi.
Az sonra kraliçe hazretleri geldi. Gagasında yem vardı. Kral hazretleri de
gelmişti, yavrularına yem vermek istiyorlardı.
Ayı hemen arkalarından içeri girmeye can atıyordu, ama kurt onu kolundan
tuttu:
- Hayır, kralla kraliçe çıkıp gidinceye kadar beklemelisin, dedi. Bunun
üzerine yuvanın bulunduğu deliğe gözlerini diktiler. İleri gitmekten
vazgeçtiler. Fakat ayı yerinde duramıyordu. İlle kral sarayını görmek
istiyordu. Çok geçmeden yine ilerledi. Bu kralla kraliçe gerçekten uçup
gitmişlerdi. Ayı içeri baktı, yuvada beş altı tane yavru vardı. Ayı:
- Kral sarayı bu mu? diye bağırdı, burası acınacak bir saray! Sizler kral
çocukları değilsiniz, onursuz çocuklarsınız!
Çalıkuşu yavruları bunu duyunca çileden çıktılar:
- Biz onursuz çocuklar değiliz, bizim ana babamız namuslu kişilerdir.
Bunun hesabı sana sorulacaktır ayı, dediler.
Ayıyla kurt korktular, geri döndüler, inlerine girdiler.
Çalıkuşu yavruları durmadan bağırıyor, gürültü ediyorlardı.
Ana babaları yine yem getirince:
- Bir sinek bacağına bile gagamızı sürmeyiz. Onurlu çocuklar olduğumuzu
ortaya çıkarıncaya kadar aç duracağız! Ayı buraya geldi, bize sövüp saydı,
dediler.
Bunun üzerine yaşlı kral:
- Merak etmeyin, bu iş yoluna koyulacaktır, diye kraliçeyle uça uça ayının
inine gitti, delikten içeri seslendi:
- Çocuklarıma niçin sövüp saydın koca ayı? Alacağın olsun, bunun
hesabını kanlı bir savaşla göreceğiz.
Böylelikle ayılara savaş ilan edilmiş oldu. Dört ayaklı bütün hayvanlar,
öküz, eşek, sığır, geyik, karaca, özetle yeryüzünde ne varsa hepsi silah altına
çağırıldı. Çalıkuşu da havada uçanların hepsini çağırdı. Yalnızca irili ufaklı
kuşların değil; sivrisineklerin, eşekarılarının, bal arılarının, sineklerin de
gelmesi istendi.
Savaşın başlama vakti gelince çalıkuşu, düşmana komuta eden generalin
kim olduğunu anlamak için casuslar yolladı. Bunların en kurnazı sivrisinekti.
Düşmanın toplandığı ormanda vızıldayarak dolaştı. Sonunda buyruklar
verilen ağacın bir yaprağı altına kondu.
Ayı orada duruyordu. Tilkiyi yanına çağırdı:
- Tilki, hayvanlar içinde en kurnazı sensin. General sen ol, bizi yönet! dedi.
Tilki:
- Pekâlâ ama aramızda hangi işaretle anlaşacağız? dedi. Bunu kimse
bilmiyordu. Bunun üzerine Tilki:
- Güzel, uzun, bol tüylü bir kuyruğum var. Adeta kızıl bir tuğu andırıyor.
Kuyruğumu diktim mi işler yolunda demektir. Bunu görünce harekete
geçmelisiniz. Kuyruğumu yere doğru sarkık tutarsam gücünüzün yettiği
kadar kaçarsınız.
Sivrisinek bunları işitir işitmez geri döndü; her şeyi bir bir çalıkuşuna
anlattı. Savaşın başlayacağı gün, aman Tanrım, dört ayaklı hayvanlar öyle bir
gürültü kopararak geldiler ki, yeryüzü zangır zangır titredi. Çalıkuşu da,
ordusuyla birlikte, havadan indi. Öyle bir vızıltı, öyle bir uğultu, öyle bir
yaygara ki, duyanın korkudan ödü kopardı. İki ordu karşı karşıya durdular.
Çalıkuşu eşekarılarını gönderdi. Bunlar tilkinin kuyruğu altına konacaklar,
olanca güçleriyle onu sokacaklardı.
İlk iğne batar batmaz tilki silkinerek bir bacağını kaldırdı. Fakat dişini
sıkıp acıya katlandı; kuyruğunu havada tuttu. İkinci iğnede bir an için
kuyruğunu indirip kaldırdı.
Üçüncüsündeyse artık dayanamadı, bağıra bağıra kuyruğunu bacaklarının
arasına soktu.
Hayvanlar bunu görünce savaşi yitirdiklerini sandılar. Hepsi inine, deliğine
koşmaya başladı. Böylece kuşlar savaşı kazanmış oldular.
Bunun üzerine kral ve kraliçe yuvaya, çocuklarının yanına döndüler:
- Çocuklar müjde! diye bağırdılar. Canınız istediği kadar yiyin, için, savaşı
biz kazandık.
Fakat çalıkuşu yavruları:
- Ayı yuvanın önüne gelip özür dilemedikçe, bizim onurlu çocuklar
olduğumuzu söylemedikçe yemek yemeyiz! dediler.
Çalıkuşu uçarak ayının inine gitti:
- Koca ayı, diye bağırdı, yuvanın önüne, çocuklarımın yanına gideceksin,
özür dileyeceksin, onların onurlu çocuklar olduğunu söyleyeceksin! Yoksa
kaburgaların birbirine geçer.
Ayı büyük bir korku içinde sürüne sürüne gitti, özür diledi. O zaman yavru
çalıkuşlarının gönlü oldu. Bir araya toplandılar; yediler, içtiler, gecenin geç
vakitlerine kadar gülüp eğlendiler.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son Yazıları

probiyotik

Islak Çeltiklere

probiyotik

Hiçsizliğe

probiyotik

Acıyor

probiyotik

Yıkık

Editörlerin Son Yazıları

kaptanfilozof06

Deprem Korkusu Arttı

probiyotik

Islak Çeltiklere

bubble30
Nielawore

"KINAR HANIMIN DENİZLERİ"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun