Kasım 23, 2024

Grimm Masalları

YEDİ KARGALAR

 

 

Bir adamın yedi oğlu varmış. O kadar istermiş de bir kızı olmazmış. Günün birinde karısı

ona müjde vermiş: Gebe olduğunu söylemiş. Çocuk dünyaya gelmiş. Bu seferki kızmış.

Buna çok sevinmişler ama, çocuk pek cılız, pek ufacık bir şeymiş. Bu yüzden de evde

vaftiz edilmesi gerekmiş.

Vaftiz suyu getirsin diye babası, oğullarından birini kuyuya yollamış. Öbür altı oğlan da

onun peşinden gitmişler. Hepsi de suyu önce kendisi doldurmak istiyormuş. Bu yüzden

testi kuyuya düşmüş. Oğlanlar oldukları yerde kala kalmışlar; ne yapacaklarını

şaşırmışlar. Hiçbiri eve dönmeye cesaret edememiş.

Çocukların hâlâ dönmediklerini gören baba:

- Yezit oğlanlar kesin oyuna daldılar! demiş.

Kızın vaftizsiz öleceğinden korkuyormuş. Canı çık sıkılmış:

- İnşallah hepiniz karga olursunuz!

diye ilenmiş. Daha sözünü bitirmeden başının üstünde bir hışırtı işitmiş. Havaya bakmış;

kömür gibi kara yedi tane karganın uçup gittiğini görmüş.

Anne baba bu ilenci bir daha geri alamamışlar. Oğullarının yedisini de elden

kaçırdıklarına çok üzülmüşler. Bütün sevgilerini biricik kızlarına vermişler, onunla bir

parça olsun avunmuşlar.

Kız çok geçmeden kendini toplamış, gün geçtik güzelleşmiş ama, başka kardeşleri

bulunduğundan uzun zaman haberi olmamış. Ana-babası bunu duyurmamaya

çalışmışlar.

Sonunda günün birinde ahalinin kendisinden söz ettiklerini işitmiş. Diyorlarmış ki:

- Kız güzel ama, yedi ağabeysinin başlarına gelen yıkım onun yüzünden oldu.

Bunları duyunca kız çok üzülmüş. Annesine, babasına gidip sormuş:

- Ağabeylerim var mıydı benim? Onlara ne oldu? demiş.

Bunun üzerine ana-babası bu gizi daha fazla saklamak istememişler. Tanrının böyle

istediğini, yoksa doğumunun buna neden olmadığını anlatmışlar. Ama kızcağızın içine

kurt düşmüş. Kardeşlerini kurtarmayı kafasına koymuş. Bir yerlerde durup dinlenemez

olmuş. Sonunda bir gün gizlice yola çıkmış. Ağabeylerinin izini bulmaya, ne pahasına

olursa olsun onları kurtarmaya karar vermiş.

Evden çıkarken ana-babamı anarım diye bir yüzük, karnım acıkırsa yerim diye bir dilim

ekmek, susarsam içerim diye bir testi su, yorulursam otururum diye de bir iskemle

almışmış.

Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş... Sonunda dünyanın öbür ucuna, güneşin

yanına varmış ama güneş çok sıcakmış, korkunç bir şeymiş. Hem de küçük çocukları

yermiş. Kız hemen buradan kaçmış; doğru aya gitmiş. Ay da pek soğukmuş. Hem de kötü

huyluymuş. Çocuğun orada olduğunu anlayınca:

- Burnuma insan kokusu geliyor! diye bağırmaya başlamış.

Kız oradan da çabucak kaçmış; yıldızlara gitmiş. Bunlar ona güler yüz göstermişler. Her

yıldız ayrı bir sandalyede oturuyormuş. İçlerinden sabah yıldızı ayağa kalkmış; ona bir

aşık kemiği vermiş:

- Yanında bu kemik olmazsa sırça sarayı açamazsın. Oysa kardeşlerin orada... demiş.

Kız bu küçük kemiği almış. Bir mendilin içine sarmış, yola çıkmış. Gide gide sırça saraya

varmış. Büyük kapı kilitliymiş. Kız aşık kemiğini çıkarmak için mendili açmış. Bir de ne

görsün? Mendil bomboş değil mi? Meğerse kız iyi yürekli yıldızın armağanını yitirmişmiş.

Şimdi ne yapacak? Kızcağız ağabeylerini kurtarmak istiyormuş. Oysa sırça sarayın

anahtarını yitirmiş. Bunun üzerine bir bıçak almış. Küçük parmağını kesmiş. Kapıya bunu

sokmuş. Bereket versin kapı açılıvermiş.

Kız içeri girince karşısına bir cüce çıkmış:

- Yavrum, demiş, ne arıyorsun burada?

Kız:

- Ağabeylerimi... Yedi kargaları arıyorum!

Cüce:

- Bay kargalar evde değiller. Onlar dönünceye kadar bekleyeceksen gir içeriye!

Bunun üzerine cüce yedi tabak, yedi bardak içinde kargaların yemeklerini içeri getirmiş.

Küçük kız her tabaktan birer lokma yemiş, her bardaktan birer yudum içmiş. Sonuncu

bardağın içine de yüzüğü koymuş.

Birden bire havada bir hışırtı, bır kanat hışırtısı duymuş. Cüce:

- Bay kargalar eve geliyor! demiş.

Kargalar gelmiş; yiyip içmek istemişler. Tabaklarını, bardaklarını görünce arka arkaya

söylenmeye başlamışlar:

- Tabağımdan kim yemiş?

- Bardağımdan kim içmiş?

- Buna bir insan ağzı değmiş!

Yedinci karga bardağı dikip içerken ağzına yüzük gelmiş. Bakmış. Anne-babasının

yüzüğünü tanımış:

- İnşallah kız kardeşimiz buraya gelmiştir... Öyleyse kurtulduk sayılır! demiş.

Kapının arkasında durup bu sözleri işiten kız ortaya çıkmış. Bunun üzerine kargaların

hepsi yeniden insan kılığına dönmüşler. Sarmaş dolaş olmuşlar. Hep birlikte evin yolunu

tutmuşlar.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son Yazıları

probiyotik

Çile

probiyotik

Yattığım Kaya

probiyotik

Kaldırımlar

probiyotik

Islak Gül

Editörlerin Son Yazıları

kaptanfilozof06

Hindistan'da İlginç Olay

probiyotik

Çile

bubble30

İÇİNDEKİ CEVHERİ KORUYANLAR

Nielawore

"HALİME TERCÜMANDIM"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun