Bir varmış, Bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Develer tellal iken, Pireler Çoban iken, Anlatıcı Türk masalları anlatır iken.
Ülkenin birinde bir padişah, Padişahında Güzel mi güzel bir kızı varmış. Güzel prensesi nice zengin ve yakışıklı delikanlılar istemiş ama Padişah kızını kimselere vermeye kıyamamış. Günlerden bir gün, Yaşlı bir kadın saraya gelmiş padişahın kızını oğluna istemiş. Ama Oğlumun bir kusuru var Demiş, Oğlum Hem fakir Hem de devedir. Padişah kızmış, Git işine be kadın, Benim kızımı nice zengin ve yakışıklı asilzadeler istedi, Onlara vermedim sana mı vereceğim.
Padişahın Bu sözlerine rağmen, Kadın usanmamış, Günlerce, Aylarca padişaha gidip Kızını istemeyi sürdürmüş. Padişah sonunda kadını Zora koşmak için, Peki demiş Ama bir şartım var. Oğlun bana kocaman bir bahçe yapacak, Bahçeye çiçekler ve asmalar dikecek, Çiçekler ve asmalar sabaha kadar büyümüş olacaklar, Üzümlerde olgunlaşmış olursa Kızımı veririm.
Padişah Ertesi sabah kalktığında, Penceresinin önünde uzanan Kocaman bir bahçe görmüş, Üzüm salkımları da Pencereden içeriye sarkıyor mu, Bunları şaşkınlıkla seyreden padişah Verdiği sözden dönememiş Ve kızını vermeye razı olmuş.
Genç ve Prenses evlenmişler Ve oğlanın evine yerleşmişler, Kız ertesi gün uyandığında Gördükleri karşısında şaşırıp kalmış, Çünkü Deve kürkünün altında Yakışıklı mı yakışıklı bir delikanlı uyuyormuş. Çok sevinmiş, Mutlu olmuş. Birkaç gün sonra Padişah ile karısı kızlarını Ziyarete gelmişler, Karşılarında Deve yerine Yakışıklı bir delikanlı görünce, Onlar da Şaşkın davranmışlar. Kızın annesi Kızım demiş Herkes deveyle evlendiğin için seninle Alay ediyor, Bir gece uyurken Sen bunun kürkünün yakıver, Uyanınca kürkünü giyemez, Herkes de onun deve olmadığını anlar.
Kız annesinin dediğini yapmış, Kocası uyuduğu sırada Kürkünü fırına atıp yakmış. Oğlan Sabah uyanıp da kürkünü göremeyince Çok ama çok kızmış, Sen beni olduğum gibi kabul etmeliydi, Öyleyse al yüzüğünü ve babanın evine git demiş. Baban sana demirden bir çarıkla, Bir elbise yaptırsın, Eline de bir asa versin, Beni Hala seviyorsan Arar bulursun. Delikanlı Bunları söyler söylemez Ortadan kaybolmuş.
Prenses genci Buluyor
Kız yaptığına pişman olmuş ama Ne Fayda iş işten geçmiş, Babasından demirden bir çarıkla, Elbise yaptırmasını istemiş, Eline de bir arsa alıp Delikanlı yaramak için Yollara düşmüş. Aylar sonra, Sora sora Delikanlının yaşadığı Köyü bulmuş, Köyde oğlanı Bey börek diye çağırıyorlarmış, Prenses Yorgun argın Bir çeşme başında Durmuş, Su dolduran bir kadına Bey Börek’in nerede oturduğunu sormuş, Kadın Uzaktan gelen Güzel ve iyi giyimli bir kızı göstererek, Şu elinde Gümüş tasla gelen kız, Onun kız kardeşidir demiş. Prenses Çeşme’den Gümüş tasına Su dolduran kızdan Bir tas su istemiş, Kız Onun perişan haline bakıp, Senin gibi birine ağabeyimin tasıyla su veremem demiş. Padişahın Kızı abinin başı için, Ne olur bana bir tas su ver de içeyim diye, Kız ağabeyini çok sevdiğinden istemeye istemeye prensese bir tas su uzatmış, Prenses de Taşın içine Parmağındaki delikanlının verdiği yüzüğü atı vermiş.
Oğlanın kardeşi Tekrar doldurup tası ağabeyine götürmüş, Suyun içindeki yüzü gören Bey börek Kız kardeşine, Bu tastan kime su verdin Diye sormuş. Kız Önce korkmuş, Kimseye su vermediğini söylemiş, Ama abi ısrar edince Gerçeği söylemek zorunda kalmış. Oğlan Hemen prensesi bulup Sarayı’na getirmesini söylemiş kardeşine. Gerçekte delikanlı bir başka ülkenin padişahı imiş, Kızın kendisini Fakir biri olarak sevmesini istediğinden, Kim olduğunu saklamış. Deve kürküne girmiş Oysa O da kızı çok seviyormuş. Saraya getirilen prenses Güzelce yıkanıp aklanmış, süslü elbiseler giydikten sonra Oğlanın karşısına çıkmış.
Prenses ile genç padişah Yeniden bir araya geldikleri için Çok sevinçliymişler. Ömürlerinin sonuna kadar Mutlu bir yaşam sürmüşler Onlar ermiş muradına Darısı bu Türk masalları nı dinleyenlerin başına.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız