İLETİŞİM SORUNSALI

Fark ettim ki kurduğumuz cümlelerin uzunluğu-kısalığı, dil bilgimizin iyiliği hiç de önemli detaylar değil. Saatlerce veya saniye kısalığında konuşmuş olmamız hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çünkü siz ne derseniz deyin, karşıdakinin sizi anladığı kadar her şey. Karşıdaki sizi istediği gibi anlıyorsa ve daha kötüsü kurgulamışsa kafasında ve sadece kendi düşüncelerine inanıyorsa, on saat dil dökseniz ne fayda? Dinlemiyor karşıdaki sizi, ne derseniz deyin aynı şeyleri tekrar ediyor, hala aynı düşünceyi savunuyor.

Daha gerçekçi yaklaşmak gerekirse bunu bir tek karşıdaki yapmıyor. Sen yapıyorsun, ben yapıyorum. Hepimiz yapıyoruz. Asla ve asla yanlış anladığımızı kabul etmiyoruz. Asla hatayı kendimizde görmüyoruz. Belki yanlış anladın, belki alıngan davrandın, belki aradaki bir kelimeyi duymadın ve de çok abarttın. Olamaz mı ? Evet evet, sen. Evet hatta ben. Olabilir.

Durup sakince, mantıklı düşünmüyoruz. “Tamam belki de yanlış anladım, belki böyle değildir.” diye hiç düşünmüyoruz. Hep biz doğru anladık, karşıdakinde hata.

Kabul edelim, insanız yanlış anlamış olabiliriz, eksik duymuş olabiliriz. Hem ruh halimiz alınganlık etmeye müsaittir belki.

Birbirimizi dinlemeyi öğrenelim. Gerçekten dinlemeyi. Birbirimizi kırmaktan vazgeçelim. Belki de hata karşılıklıdır, sakince konuşalım. Çözüme odaklanalım, gönül almaya.

Bir filmde duymuştum hepimizin hayatında iz bırakacak güzel bir cümle:

"Hatalardan haklı çıkmak değil, mutlu çıkmak önemlidir."

Yorumlar

  • Çok sevdiğim bir cümle

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son Yazıları

Nielawore

"CEVAHİR YÜREKLİLER"

Nielawore

"HALİME TERCÜMANDIM"

Nielawore

"GÜZ GÖMLEĞİ"

Nielawore

"TUHAF DUYGU"

Editörlerin Son Yazıları

kaptanfilozof06

Tüm Avrupa'ya Tehdit

probiyotik

Düşüngü

bubble30

ÜZÜLMEYE GEREK YOKMUŞ

Nielawore

"CEVAHİR YÜREKLİLER"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun