Hiç anlayamadığım bir triptir. “Kahve içmeden kendime gelemiyorum.” en bilindik cümleleridir bu insanların. Cümleyi böyle kurunca belgesel anlatıyormuşum gibi hissettim. Hoşuma gitti, böyle anlatacağım galiba.

Bu tarz insanlar uyanır uyanmaz kahve yapar, fotoğrafını çeker ve sosyal medya hesaplarına bu fotoğrafı atarak üzerine:

“Günooo”, “Günaysss” gibi günaydın demeye çalıştıkları şeyler yazarlar. Sanki günaydın demek yasaklıymış gibi.

Sağlıklı kahvaltılarının ardından vicdanına kadar eyeliner süren bu tarz insanların dişileri ve de telefon, araba anahtarı gibi kombinasyonları masaya üst üste koyan erkekleri dışarı çıkarlar. Nereye? E tabi ki kahveciye! O bilinen en meşhur yeşil logolu olana.

Bir de onun tribi var tabi. Şimdi isim veremiyorum telif yüzünden ama “Onun kahvesi dışında içemiyorum ya!” cümleleri yine meşhurdur. O meşhur yeşil logolu hani evet.

O kahveci ayrı bir konu zaten. Kahve isimlerini doğru telaffuz edemezseniz gülüyorlar size bu tarz insanlar. Çünkü onlar için bu kahvelerin doğru telaffuzu mühim. Mesela yanlışlıkla küçük boy falan derseniz vay halinize!

Kahve alma aşamasını atlattıktan sonra gelelim bir kahve alıp beş saat o kahvecide oturacağımız bölüme. Masaya kombinasyonlar dizildi mi? O zaman tamam.

Kahve bardağımızın fotoğrafını ayrı, kendimizi o kahvecide ayrı çekip attıysak sosyal medyaya, oooh tamam. Bugün de yapmamız gerekeni yaptık. Yarına bakalım bakalım.