Masal masal maniki
Kuyruğu var on iki,
Kuyruğunda beni var,
Kulağında çanı var.
Masal masal matadar;
Dil okur, damak tadar
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde.. Tıngır elek demişler, tıngır felek demişler. Gelin bakalım, bu masalı nasıl anlatmışlar..
Çok eski zamanların birinde bir padişah yaşarmış. Bu padişahım üç kızı varmış. Bir gün padişah, üç kızını da başına çağırmış. Hepsine bir soru yöneltmiş:
– Beni ne kadar seviyorsunuz, güzel kızlarım?, demiş. Büyük kız bu soruya;
– Dünyalar kadar severim babacığım, demiş. Ortanca kız;
– Kucak kadar seviyorum babacığım, demiş. Küçük kız ise;
– Tuz kadar severim babacığım, demiş. Küçük kızın verdiği bu cevaba çok sinirlenmiş. Ona göre bir insan tuz kadar sevilmezmiş, sevilse bile böyle şey olmazmış. Kızdığı küçük kızını, askerlerine teslim eden Padişah, kızının zindana atılmasını emretmiş. Askerler, küçük kızı zindan atmışlar.
Küçük kızın zindandaki bu kötü haline kayıtsız kalamayan bir muhafız, bir gün kızı gizlice zindandan çıkarmış ve sarayın etrafından uzaklaştırmış. Kız askerin yaptığı bu iyiliği koynunda taşıyarak, yollara düşmüş. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. En sonunda da bir köye ulaşmış. Burada köyün zenginlerinden biri kızı görmüş ve onu himayesi altına köle olarak almış. O küçük kız büyüdükçe çok güzel bir hanımefendi olmuş. Güzelliği her yere yayılmış. Nasip ya, kız başka bir padişahın oğlu ile evlenmiş.
Gel zaman git zaman, kız kocasına küçükken başına gelenleri, padişah babasının ona yaptıklarını bir bir anlatmış. Kocasından da bir gün onları yemeğe çağırmalarını istemiş. Kocası da karısının bu isteğini kabul etmiş ve hazırlıklara başlanılmış. Kızın padişah babası ziyafete çağrılmış. Yemek yeneceği gün padişah, yanında aveneleri ile saraya gelmiş.
Kız, yardımcılarına bütün yemeklerin tuzsuz yapılmasını emretmiş. Hiçbir yemeğe tuz konmamış. Padişah ve beraberinde gelenler hangi yemeğe ellerini uzattılar ise geri çekmişler. Yemeklerin hepsi tuzsuz olduğu için yemek yiyemeyip aç kalmışlar. Kız bu hale daha fazla dayanamamış ve ayağa kalkıp padişaha doğru:
- Padişahım, küçük kızınızın sizi tuz kadar sevdiği için zindana attırmışsınız. O küçük kız benim. Bugün bütün yemekleri tuzsuz yaptırdım ki ne kadar kıymetli olduğunu anlayasınız diye, demiş.
Padişah bu sözler karşısında utanmış ve kızının boynuna sarılıp, tuzun ne kadar değerli olduğunu anlamış. O günden sonra ise artık yeni bir hayat başlamış. Padişah mutlu, kızı mutlu, herkes mutlu olmuş.. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine..
Kaynakça: 1
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız