İnsan büyüdükçe genellikle hayalleri küçülür. Bu aslında durumdan duruma değişir. Örneğin Afrika’da büyüyen bir çocuk için büyüdüğü zaman muhteşem bir hayat yaşamak imkansız gibi bir şeyken aynı şeyi ABD’de büyüyen bir çocuk için söyleyemezsiniz. Kurduğumuz hayaller pek çok şeyle ilgili olsa da genellikle insan büyüdükçe ve hayatın gerçeklerini öğrendikçe daha da önemlisi kendisini daha iyi tanımaya başladıkça hayalleri de değişmeye başlar. Örneğin Dünya’nın en iyi futbolcusu olmak isteyen bir çocuk büyüdükçe bu hayalinden vazgeçebilir. Gerçekten futbolda en iyisi olup olamayacağını sorgulamaya başlar. Burada kimi insan pes eder kimi insan pes etmez.
Ancak bir insan pes etse de etmese de onun neyi başarıp neyi başaramayacağını belirleyen şey onun yaradılışıdır. Herhangi bir futbolcu istediği kadar çalışsın Ronaldinyo kadar iyi bir futbolcu olamayacaktır. Çalıştıkça kendisini geliştirecektir ama Ronaldinyo kadar yetenekli değilse Ronaldinyo gibi olamayacaktır. Eğer yeteneği var ise Ronaldinyo'dan bile daha iyi olabilir belli de olmaz. İşte bu ve bunun gibi pek çok tecrübe ve bilgi insanın hayallerini küçülten şeylerdir. Ülkemizde de hayal kurup o hayalin gerçekleşeceğine inanmak çok zor olabiliyor. Peki bir şeyi başarıp başaramayacağını anlamanın en iyi yolu denemekse o zaman en dorusu hayal kurup o hayali gerçekleştirmeye çalışmak değil midir? Çünkü kendi yeteneklerimizi ya da herhangi bir hayalimize ulaşmanın zorluğunu ölçüp biçemiyoruz. Peki zor bir hayale ulaşmaya çalışırken ya daha iyi fırsatları kaçırıyorsak o zaman ne olacak. Sizce hangisi en doğrusu. Belki de en iyisi tüm fırsatları değerlendirmeye çalışmak olabilir biri olmazsa diğeri olur. Peki zamanımız ve enerjimiz pek çok farklı konuyla uğraşmaya yetecek mi? Sanırım en iyisi gerçekleşebilecek hayallerimizi ayıklayıp onların peşinden koşmak.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız