Bugün de size nasıl küçücük bir çocuktan laf yedim onu anlatacağım. Arkadaşlar benim çocuklarla aram oldum olası iyidir. Hep çok iyi anlaşırım, güzel vakit geçiririm, çocuklar da beni sever. Bir bebek mağazası firmasında da çalıştım, bebeklerle aram daha da iyidir.
Oradan sonra da hepinizin sevdiği büyük bir kurumsal firmaya geçiş yaptım. Yine çocuk reyonundayım, müşteri portföyümü firmaya çekeyim diye tabi. Ben yine gelen müşteri bebeklerle, çocuklarla tatlış tatlış anlaşıyorum.
Bu firmadaki ilk ayım yeni bitmiş, ikinci ayıma girmişim. Kasadayım, çevremde reyon arkadaşlarım, mağazadaki yönetim kadrosu falan amanın nasıl da dolu. Gayet rahatım, kendimden eminim tabi ben. İlk iş deneyim değil, ilk müşterim değil, ilk çocuklarla iletişimim değil sonuçta. Üç kuzen büyütmüşüm o zamana kadar.
Tütülü bir elbise almışlar küçük hanıma, kasada da fiş biraz yavaş yazıyor. O süreçte o aptal saçma boşluk anı sohbet ederek doldurmaya çalışıyorum.
“Bu bir prenses elbisesi. Sen bir prenses misin?” dedim ben küçük hanıma. Evet anlamında kafa salladı.
“Belli belli. Ben de bir prenses olabilir miyim sence?” dedim. Demez olaydım, 'Ne güzel prensessin' de gönder değil mi? Yok illa deşeceğim ben orayı. Kurmayıver iletişim değil mi? Yok ölürüm.
Olamazsın dedi bana. Ben de sanıyorum ki yaşım büyük prenses olmak için, o yüzden bana olamazsın dedi. Sus değil mi? Hayır demiş belli ki gelecek bir şey, müdürlerim falan var. Rezil olmadan bitir değil mi? Yok işte.
“Neden bir prenses olamam ben?” dedim. Bakın yazarken gözüm seyiriyor ama bana ne dedi biliyor musunuz?
GÜZEL DEĞİLSİN ÇÜNKÜ. Eeee teşekkürler?
Tabi reyondakiler gülmekten bir yana devrildi, ben yer yarıldı içine girdim...
Anlayacağınız editörünüz bir prenses olamazmış ANCA PİREMSES.
Yorumlar
Ben hala piremses :)
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız