Kurbağa bir öküz görmüş çayırda,
Bayılmış boyuna boşuna.
Kendisi yumurta kadar yok,
İlle de öküze benzeyecek:
Ikınmış, sıkınmış, gerinmiş,
Kabardıkça kabarmış, şiştikçe şişmiş.
Bir yandan da dişisine sorarmış:
— Nasıl, hanım, öküz kadar oldum mu?
— Nerde, demiş hanım.
— Al öyleyse, demiş,
Biraz daha şişmiş:
— Şimdi nasılım?
— Vazgeç bu sevdadan canım.
— Sen dur hele, demiş bücür kurbağa,
Şişmiş bir daha, bir daha.
Derken çat demiş çatlamış!
Dünya böyle sersemlerle dolu:
Her bakkal illa han hamam yaptıracak,
Her küçük prensin elçileri olacak,
Her markinin sürü sürü uşakları!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız