Bir önceki yazımda takılan lakaba ve bu lakabın nasıl takıldığına değinmiştim. Geldi sıra bu lakabın bana neler yaşattığına. Çalışanlar arasında aile bağı gibi bir bağ oluşur. Ağabey kardeş olur herkes. Bu yüzden taktıkları o FBI lakabı çalışanların arkadaşlarına kadar gitti. Müşteri geliyor ''Bakar mısınız?'' diyen adam ''FBI acil durum acil durum iki çay verir misin?'' demeye başladı. Şimdi müşteri bir şey de denmiyor. Gülüp tabii ki diyorsun ama bu durum gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı. 

Peki bu lakaptan kurtulmak için ben ne yaptım. Hiçbir şey. Çünkü neden? Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. FBI yukarı, FBI aşağı yaklaşık bir ay kadar gitti bu mesele. Canım sıkılsa da belli etmiyor, gülüp geçiyordum. Sonra birden aklıma güzel bir fikir geldi. Maden FBI, bende tişört alırım sitah ve beyaz. Göğsüne sırtına FBI diye baskı yaptırır, çalışırken bunu giyerim. Bu fikir tuttu. Hatta on numara beş yıldız oldu. İşte burası tam olarak lakaptan kurtulduğum yer. Ben de bu fikrin tutması üzerine patrona dedimki: '' Patron bence herkes bu tişörtten giysin; tek tip giyinme gibi olur güzelde olur. Önümüzede önlük bağlarız on numara . Ne dersin?'' Patron sanırım boş bulunudu ve dediki: ''Bence güzel fikir. Hem kafenin de reklamı olur. Aferin lan hadi git yaptır da gel.'' İşte o zaman anladım ki artık o FBI lakabı tamamen bitmişti. Çünkü artık tüm çalışanlar birer FBI'dı.