Şuan bir özel tasarım markası olan kadın giyim firmasında çalışıyorum. Gerçekten ürünler enteresan tasarımlar. Hatta bazen çok saçma sapan tasarımlar, kabul ediyorum. Ama tasarım da böyle bir şey zaten, dümdüz olmuyor.
Bir abla geldi mağazaya. Ben karşıladım ablayı.
“Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?”
‘Iıı bakıyorum ben öyle ya.’ dedi.
“Tabi dilediğiniz gibi, fikir edinin ben yine yardımcı olurum.”
Beraber reyonda ürünlere baka baka ilerliyoruz ama ablayı görmeniz lazım. Kaldırıp kaldırıp atıyor ürünleri, bende sol gözüm seyire seyire cinnet geçirmemeye çalışıyorum.
Ay bu çok güzel bakayım buna diyor, ürünü gösteriyorum. Her şeyde bir kusur buluyor. Ama nasıl kusur bulmak?
“Bu kumaş burada çok fazla. Alttaki kumaşı kapatmış.”
“Burası olmasaydı keşke.”
Dedim ya özel tasarım markayız, ürünlerde envayi çeşit tadilat yaptırabiliyoruz. Üstelik tasarımcılara geri gönderiyoruz öyle bir tadilat.
Yani ablanın her kusuruna çözüm sunuyorum, isteklerine karşılık veriyorum ama yine de memnun edemiyorum. Ama o beni delirtmeye devam ediyor.
Bir sürü de ürün denettim, hepsine bayılıyor aslında ama hep bir kusur çıkarıyor. Çözüm üretince de afallıyor. En son bir ürün için dedi ki ‘kumaş israfı’. Amanın nasıl gözüm seyiriyor! Kendimi tutmaya çalışıyorum, tutamazsam ağzımdan kaçacak biliyorum;
“Sensin israf” diyeceğim, neyse ki kendimi tutabiliyorum da sakince bekledim.
Şimdi siz bana 'Sen de amma tahammülsüzmüşsün he, ne var bunda' diyeceksiniz. Ama öyle değilim. Müşterinin her türlüsüne alışkınım. Bu ablaya sinirlenmemin sebebi tasarımcı olduğunu söylemesi. Tamam tasarımcı olabilirsin ama herkes senin çizginde tasarlamak zorunda değil ki. Bu da bir tasarımcının MARKASI yani, MARKASI. Boru değil.
Kendini de öve öve bitiremiyor. Ben daha şöyle tasarım yapıyorum, aman benim tasarımlarım böyle. 'Bak mesela üstümdeki yeleği ben tasarladım.' dedi. Yeleğe baktım, dümdüz bir yelek. Ekstra hiçbir detayı yok. bildiğiniz uzun simetrik yelek. Dümdüz yelek. Hepimiz tasarlayabiliriz onu, her yerde aynısından bulabilirsiniz.
Yani anlayacağınız abla ya yalan söylüyor ya da tasarım çalmaya çalışıyor. Çözemedim ama sabırla ilgilendim. Sinirlendiğim nokta da sarf ettiği cümleler oldu. Bir şeyi beğenmeyebilirsiniz ama o şey bir başkasının emeği, israf biraz ayıp oluyor. (Duyar reis Caterpillar, sakinliğini koruyamadı.)
Üstelik reyonun ortasına da su şişesini yere boşaltıverdi. Yazarken yine gözüm seyiriyor… İçtiği suyu… Reyonun… Tam… Ortasına…
Ay ben bi’ fena oluyorum….
Yorumlar
Okurken de gözüm seyirdi...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız