Almışım elime bir kitap okuyorum, kafam dağılsın istiyorum biraz. Kırgınlıklarım biraz uzaklaşsın benden, geçsin istiyorum kırıldığım yerlerin sancısı, acısı, sızısı her neyi varsa. Başlıyorum satırları okumaya, sayfaları çevirdikçe bağlanıyorum adeta kitaba. Her sayfada kendimden bir şeyler buluyorum. İyice okudukça okuyasım geliyor. Sonra birden duraksıyorum, yahu diyorum hayat ne kadar ilginç sahiden. Belki aylar, belki yıllar, belki yüzyıllar önce bir insan çıkıyor ve şuan ki hislerimi yazıyor. Resmen ben yazıyorum satırları. Ya da biri zamanda yolculuk yapıyor.
Derin düşüncelere dalıyorum. Durup durup “Hayat gerçekten çok garip ya” diye yineliyorum kendime. Sahiden çok ilginç, nasıl oluyor da birileri o an ne hissettiğimi birebir hissedebiliyor ve de bunu kaleme dökebiliyor, inanılacak şey değil. Şiir hep bu yüzden var bence. Beni bu bambaşka boyuta taşıyan Ali Lidar satırları şöyleydi:
Öfkeliyim evet. Genelde öfkeliyim. Çünkü çok ayıp ettiler bana. Açık verdim çünkü en baştan, her şeye inanabilen bir salak olduğumu hiç saklayamadım. Ve tanıdığım neredeyse herkes bu özrümü acımasızca kullandı.
Yorumlar
Hala çok severim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız