Türkiye'deki veya Dünya'daki dizi sektörüne baktığımız zaman ama özellikle Türkiye'dekine dikkat ettiğimiz zaman aslında dizi sektörünün fabrikadan ürün üreten bir seri üretim mantığına çok benzediğini görebiliriz. Çünkü dizilerin de gerek senaryo olarak gerek oynayan oyuncular olarak tek tipleşmesinin en önemli sebeplerinden birisi aslında müşterilerin yani izleyicilerin neyi ne kadar izlediklerine, geri dönüşlerine bakılarak her zaman için en çok izlenecek olan maksimum verimin alınabileceği o dizi formatının oluşturulup her seferinde o aynı dizi formatının satılmaya çalışılmasıyla bu durumun açıklanabileceğini görüyoruz. Yani niye sürekli birbirine çok benzer aynı şeyler çekiliyor ve yayınlanıyor? Seri üretim mantığı yüzünden. Müşterilerin yani izleyicilerin geri dönüşlerine göre neyi en çok tutuyorsa o yapılıyor. Hangi oyuncu en çok izleniyorsa, en çok takipçisi varsa sosyal medyada onlar göz önüne çıkartılmaya çalışılıyor. Yeteneğin, konunun, sanatın hiçbir önemi yok artık. Seri üretim mantığı sanatta da geçerli. Endüstriye dönüşen sanat seri üretim mantığıyla da sanat üretmeye başladı ya da artık sanattan ziyade bir ürün üretmeye başladı. Zaten son birkaç yıldır böyleydi ve bundan da geri dönüş olabileceğini pek sanmıyorum. Çünkü artık her şey o kadar pahalı ki, her şey o kadar masraflı ki herhangi bir yapılan işin masrafını karşılayabilmek için maksimum kârı elde etmek gerekiyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız