Nisan 20, 2025

Tan

Sarıldım yaz şafağına.Hiçbir şey kımıldamıyordu daha alnacında sarayların. Ölüydü su.
Orman yolundan ayrılmıyordu alacakaranlığı konak yerleri.
Yürüdüm, diri ve ılık solukları uyandırıp; ve baktı değerli taşlar, ve gürültüsüzce havalandı kanatlar.

Şimdiden yepyeni ve solgun ışıklarla dolu bir patikada,

bir çiçek yaptı ilk girişimi ve adını söyledi bana.Gülümsedim çamların arasında saçını dağıtan sarışın çağlayana:

Keşfettim tanrıçayı gümüş rengi dorukta.

O zaman kaldırdım örtüleri birer birer. Ağaçlı yolda sallayıp kollarımı.

Onu horoza gösterdim ovada. Çan kuleleri ve kubbeler arasında kaçıyordu büyük kentte, ve, tıpkı bir dilenci gibi, koşarak kovalıyordum onu mermer rıhtımlarda.

Yolun yukarısında, bir defne ormanının kıyısında, sardım onu mat mat örtüleriyle, ve duyumsadım uçsuz bucaksız gövdesini.

Ormanın alt yanına indi tan ve çocuk.Öğle olmuştu uyandıklarında.Harem'in iz bırakan kadınları

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son Yazıları

probiyotik

Kum

probiyotik

Adak

probiyotik

Hatırlama

probiyotik

Gün Olur

Editörlerin Son Yazıları

kaptanfilozof06

Avrupa NATO'nun Peşinde

probiyotik

Kum

bubble30

BİTMİYOR ALLAH BİTMİYOR

Nielawore

"VAR GİT ÖLÜM"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun