Tilki ve Komşusu
Dişi kurt bir yavru dünyaya getirdi, bu nedenle komşusu tilkiyi davet etti. "O bizim akrabamız sayılır. Kendisi hem akıllı hem de beceriklidir. Çocuğuma ders verebilir, yani ona bu dünyada yardımı dokunur" dedi.
Tilki çağrılmış olmaktan dolayı mutluydu. "Sevgili komşum, beni davet ederek onurlandırdığın için sana teşekkür ederim. Bundan sonra öyle davranacağım ki, hep sevinesin" dedi.
Verilen davette ağzının tadıyla yemek yedi, içti, eğlendi ve sonra "Sevgili komşum, senin çocuğuna bakmak bizim görevimiz artık. Ancak senin de güçlenmen için bize gıda lazım. Ben bir ağıl biliyorum, oradan rahatça bir kuzu kapabiliriz" dedi.
Bu teklif dişi kurdun hoşuna gitti, tilkiyle birlikte çiftliğin avlusuna vardılar. Tilki ona uzaktan ağılı göstererek "Sen oraya kimseye görünmeden girebilirsin, ben öbür tarafa bakayım. Belki bir tavuk yakalarım" dedi. Ama oraya gitmeyip orman kenarında saklandı, ayaklarını uzatarak dinlendi.
Dişi kurt ağıla girdi, ama orada bir köpek vardı. Köpek öyle bir havlamaya başladı ki, çiftçiler koşup geldi ve kurdu yakaladılar. Üzerine korlanmamış ateşte kaynayan keskin bir eriyik döktüler. Kurtcağız kendini zor kurtardı ve sürüne sürüne dışarı kaçtı.
Yatmakta olan tilki onu böyle görünce, "Ah komşu, başıma neler geldi hiç sorma! Çiftçiler beni yakaladı, güzel bir dayak attılar. Böyle burada yatıp kalmamı istemiyorsan beni eve kadar taşı hiç olmazsa" dedi.
Dişi kurtsa kendini ancak sürüklüyor ve zar zor yürüyordu, ama tilkinin durumuna çok üzüldüğü için sapasağlam komşusunu sırtına alarak eve kadar taşıdı. Tilki ise eve varır varmaz, "Hadi eyvallah komşu, kuzu pirzolanı afiyetle ye!" diye alayla söylenerek oradan kaçtı.
Tilki çağrılmış olmaktan dolayı mutluydu. "Sevgili komşum, beni davet ederek onurlandırdığın için sana teşekkür ederim. Bundan sonra öyle davranacağım ki, hep sevinesin" dedi.
Verilen davette ağzının tadıyla yemek yedi, içti, eğlendi ve sonra "Sevgili komşum, senin çocuğuna bakmak bizim görevimiz artık. Ancak senin de güçlenmen için bize gıda lazım. Ben bir ağıl biliyorum, oradan rahatça bir kuzu kapabiliriz" dedi.
Bu teklif dişi kurdun hoşuna gitti, tilkiyle birlikte çiftliğin avlusuna vardılar. Tilki ona uzaktan ağılı göstererek "Sen oraya kimseye görünmeden girebilirsin, ben öbür tarafa bakayım. Belki bir tavuk yakalarım" dedi. Ama oraya gitmeyip orman kenarında saklandı, ayaklarını uzatarak dinlendi.
Dişi kurt ağıla girdi, ama orada bir köpek vardı. Köpek öyle bir havlamaya başladı ki, çiftçiler koşup geldi ve kurdu yakaladılar. Üzerine korlanmamış ateşte kaynayan keskin bir eriyik döktüler. Kurtcağız kendini zor kurtardı ve sürüne sürüne dışarı kaçtı.
Yatmakta olan tilki onu böyle görünce, "Ah komşu, başıma neler geldi hiç sorma! Çiftçiler beni yakaladı, güzel bir dayak attılar. Böyle burada yatıp kalmamı istemiyorsan beni eve kadar taşı hiç olmazsa" dedi.
Dişi kurtsa kendini ancak sürüklüyor ve zar zor yürüyordu, ama tilkinin durumuna çok üzüldüğü için sapasağlam komşusunu sırtına alarak eve kadar taşıdı. Tilki ise eve varır varmaz, "Hadi eyvallah komşu, kuzu pirzolanı afiyetle ye!" diye alayla söylenerek oradan kaçtı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız