Büyük Okyanus kıyısında kuzeyde Oregon, güneyde California bölgesine sürekli olarak beyaz yerleşmecilerin göçü yaşanmaktadır. Sınır bölgelerinde yaşam efsaneleştirilmekte, Kızılderililer ise böyle bir güzellikte yeri olmayan vahşi düşmanlar olarak resmedilmektedir. 1848'de San Francisco'da altın bulunması müthiş bir göç dalgasına daha yol açar.
İç savaş ile bir süre rahat nefes alan Kızılderililer, bu hengâmede Kongre'de Çiftçileri İskân Yasası adı altında bir düzenleme yapıldığından bihaberdir. Bu yasaya göre, isteyen herkese çiftlik kurmaya yetecek büyüklükte arazi çok ucuz fiyata verilecektir. Her şey iyi güzeldir de arazilerin kime ait olduğu konusunda küçük bir karışıklık vardır. Kızılderililer binlerce yıldır bu arazilerin kendilerine ait olduğuna emindir. Büyük Ovalardaki yabansığırı bölgelerinde pıtırak gibi bitiveren binlerce çiftlik Kızılderilileri çılgına çevirir.
Böylece yaklaşık 400 yıllık kanlı oyunda son bir perde daha açılır. Kabaca 1860-1890 arasına tarihlenebilecek bu dönemde Vahşi Batı'nın tüm büyük efsaneleri sahneye çıkar. Oturan Boğa, Çılgın At, Geronimo, Gaga Burun gibi büyük savaşçılar, Kızıl Bulut, Benekli Kuyruk, Yalnız Kurt gibi bilge politikacılar, Wovoka, Isatai gibi mesihler hatta On Ayı gibi şairler bu yolda varını yoğunu ortaya koyar. Kızılderili tarihi saf yüreklerin acıklı, kolay okunamayan, lirik ve dehşetli öyküsüdür. İçine girmeye çalışan herkese kolay gelsin.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız