James Matthew Barrie 1860’ta İskoçya’nın Kirriemuir kasabasında doğdu. On üç yaşındaki ağabeyi David’in ölümüyle büyük bir yasa giren annesini teselli için ağabeyinin elbiselerini giyip David oldu. Bu büyük travma sonucu tıpta “psikojenik cücelik” diye adlandırılan gelişim bozukluğuna uğradı. Boyu bir metre kırk iki santime kadar uzayabildi. Cinsiyetsizdi. İçekapanıktı. Hep okudu, ne bulduysa okudu.
Edinburgh Üniversitesi’nde okurken muhabirlik yaptı; öyküler yazmaya başladı. 1888’de ilk romanı “Eski Işık İdilleri”ni yazdı. Başarılı bulundu. Tiyatro oyunları yazdı. Tiyatrocu Mary Ansell’e âşık oldu. Evlendiler. Ancak cinsel ilişkileri olmadı. Karısının kendisini aldatmasını hep görmezlikten geldi. Ancak skandal Londra gazetelerinde yazılmaya başlayınca boşandılar.
O günlerde hep kuş gibi uçmak, hep bir çocuk kalmak istiyordu. Kendisini dünyaca üne kavuşturacak “Peter Pan”ı o günlerde yarattı. Peter Pan kanatları olmamasına rağmen bir kuş gibi uçuyor; düş bahçelerine gidiyor; perilerle, kuşlarla arkadaş oluyordu. Tinkerbell adlı periyle maceradan maceraya koşuyordu.
Peter Pan romanının merkezinde çocuklar vardı. Yazar Barrie’nin çocuklara karşı yoğun bir ilgisi vardı. Cinsiyet dışılığı ve çocuklara olan aşırı sevgisi nedeniyle pedofili ile suçlandı. Psikolojide bugün; büyüme korkusu olan çocuklar ve olgun yaşta oldukları halde bir çocuk gibi davranmaya devam eden kişiler için “Peter Pan sendromu” tabiri kullanılıyor. Bunun tipik örneği ünlü şarkıcı Michael Jackson’dı.
Bu arada Peter Pan, Kızılderilileri barbar olarak gösterdiği için ırkçılıkla suçlandı. Peri Tinkerbell’in çocukların üzerine döktüğü ve hepsinin mutlu olmasına yol açan “peri tozu”nun uyuşturucuyu çağrıştırdığı iddia edildi. Barrie, 1937 yılında öldü. Peter Pan macerası hâlâ sürüyor; 2005’te Johnny Depp, Kate Winslet, Dustin Hoffman gibi isimlerin yer aldığı “Düşler Ülkesi” adıyla bir kez daha sinemaya uyarlandı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız