Antik Çağ'da henüz pusula ve buna bağlı olarak sağlıklı deniz haritaları olmadığından, deniz yolculukları belirsizlikler içinde ve kıyılar izleyerek yapılıyordu. Ancak deniz taşımacılığı, uzak mesafeler ve karadaki tehlikeler dikkate alındığında yine de epeyce güvenli bir taşıma yoluydu. Kaptanlar, kıyıları izlediklerinden hayli deneyimli olmak zorundaydılar. Çünkü, sürpriz ve yüzeyden görünmeyen bir kayalık, geminin, mürettebatın ve yükün sonu olmaktaydı. Ne var ki, havası ve denizi sürekli sert rüzgarlara açık olan Bodrum Yarımadası'na fırtınalı günlerde yaklaşan kaptanların, kayalıklara çarpmak ya da sürüklenmekten başka yapacakları fazla bir şey kalmıyordu. Yarımadanın ve tüm yakın çevresinin sahillerinde binlerce küçük kayalık ve adacıkla bezeli yüzlerce koy eski denizciler için bir kabustu. Öte yandan, bu tip kıyıların, tehlikeleri yanında gemileri koruma ve saklama özelliği de vardı. Yarımada çevresinde bunu en iyi örneği yine Myndos Limanı'ydı. Liman, kuzeydoğusundan bir ada benzeri yarımada tarafından bütünüyle korumaya alınmıştı.
Ayrıca, Ege Denizi'nde ve kıyıda oluşan alçalma-yükselme olayları da yer yer kıyılarda batmalara ve yükselmelere yol açıyordu. Bu olayların sonucu olarak Ege'nin her iki yakasında da kıyılardaki batmalar sonucu bazı antik kentler sular altında kaldı. Bu durumu günümüzde de izlemek kolaylıkla mümkün. Ünlü denizci ve haritacı Piri Reis, birçok denizel bölge gibi Bodrum ve çevresini de deniz coğrafyası açısından kendi çağına göre incelemiş... Piri Reis; Istanköy (Kos), Bodrum, Datça Yarımadası, Gümüşlük, Gökova Körfezi ve diğer Menteşe sahillerini özellikle gemiciler için en ince ayrıntısıyla anlatıyor. "Gördil (Bahçe), sivri bir burundur. Kıble tarafı birçok gemilerin yatmasına elverişlidir. Orta yerde su yüzünde görülen bir taş vardır... Limanın beş mil kıble tarafında, sahile yakın Kızan Adası vardır. Adanın boğazından, derin olduğu için büyük gemiler geçer. Üç mil kıble lodos cihetinde ada gibi, sivri bir burun vardır. Burnun içi Gümüşlük Limanı'dır. Liman ağzı lodosa karşıdır, iyi bir limandır, Merhum Fatih Sultan Mehmet zamanında limanın yakınında gümüş madeni varmış. Onun için Gümüş Limanı demişler."
Bodrum Yarımadası, sualtı batıkları açısından, kendisine dünya çapında bir ün kazandıran konumunu bu jeolojik, tektonik ve coğrafi yapısına borçlu. Buna kuşkusuz Marmaris ve Reşadiye (Datça) Yarımadası'nın çevresini de katmak gerekiyor. Bu bölgenin jeomorfolojik yapısına bakıldığında, Ege ile Akdeniz'i birbirinden ayıran "Girit Ada Yayı" denilen oluşumun, Yunanistan'ın güneyinde uzanan Dinarik Alpler silsilesini Türkiye'nin batısındaki Toros Dağları'na bağladığı hemen dikkati çekiyor. Bu yayın Ege'ye dönük ve kuzeye gelen içbükey bölümü, sismik yönden epeyce hareketli. Yayın iç kesimlerindeki çeşitli bölgelerde tarihi devirler boyunca, yakın zamanlara kadar devam eden volkanik hareketler sıklıkla yaşanmış. Ayrıca, Girit Ada Yayı üzerinde farklı derinliklere gömülmüş faylı bloklar da yer alıyor. Yapılan çalışmalar, Güney Ege ile Kıbrıs'ın belli bir yükselme sürecinde olduğu, buna karşılık Akdeniz'in diğer kesimlerinin ise genel bir çökme eğilimi gösterdiği yönünde.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız