Filipin "kali"si... Bazılarına göre bu Uzakdoğu dövüşü "jiu-jit-su"nun yakın akrabası... Filipin "kali"si son günlerde en yaygın olan dövüş sanatı... Hamlelerini Amerikan Delta Force timi üyelerinden, eski SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) antiterör ajanlarına kadar, neredeyse tüm özel birimlerin yarısı kullanıyor. Dövüş sanatının bu etkili ve tehlikeli sporunu yapıyor olmak, bir "bodyguard" için iyi bir bonservis taşıyor olmakla eşanlamlı... 35 ülkede bodyguard yetiştiren "Dünya Bodyguardlar Birliği”ne göre kali, "birer yaşam stili olan klasik tekniklere göre, hayatta kalmaya yönelik, pratik yanı çok daha ağır basan bir teknik"...
Bodyguardlara öğretilen jiu-jitsu sporunda ise bir tek hedefe yöneliniyor. Bu hedef insanın başı... İnsan bedeninin direksiyonu olan "baş", tek hedef olarak kabul ediliyor; çünkü onun alacağı darbeler tüm vücudu etkiliyor. Başa darbe indirip rakibi etkisiz kılmak için vücudun her noktası bir silah gibi kullanılıyor. Ama özellikle en anlamsız bir eşyanın bile bir saldırı silahına dönüştürülmesi öğretiliyor; rakibin yüzüne fırlatılan bir paket sigara bile, kişiye çok değerli bir-iki saniye kazandırabiliyor.
KARETE
"Çıplak el sanatı" diye de adlandırılan bu dövüş sanatı, Okinawa Adasında, önce Çin'in, daha sonra da Japonya'nın işgaliyle ortaya çıkmıştı. Silah bulundurması yasaklanan yöre halkının, muhtemelen Budist rahiplerden öğrendiği bu teknik, kısa süre içinde kitleler içinde yaygınlaştı. Karateci, göğüs hizasında tuttuğu yumrukları ve rakibiyle arasına koyduğu güvenlik mesafesiyle saldırılara hazırlıklı olduğu gibi; estetik yanı çok güçlü olmayan, ama yumruk ve tekmeleriyle oldukça etkili olan saldırılar yapabiliyor. I. Dünya Savaşı'nın sonunda daha az şiddet içeren bir biçim kazanan karate, bugün, darbeler rakip vücuda temas etmeden kontrol edilebiliyor. Karete sporu yapanların rakip darbeleri kolaylıkla savuşturmak için esnek ve kaygan bir vücut yapısına sahip olmaları gerekiyor.
SAMBO
Moğol kökenlerine dayanan eski bir Rus dövüş stili... Sambo, göğüs göğüse mücadeleyi öngörüyor ve rakibi kolundan tutarak yer indirip, hareketsiz hale getirmeyi hedefliyor. 60lı yıllarda Dünya Judo Federasyonu, judo sporunun bazı kurallarını değiştirmek zorunda kalmıştı. Çünkü, sambo alışkanlığı olan Rus sporcular yer mücadelesindeki tekniklerde diğer judocuları çok büyük bir rahatlıkla yeniyorlardı.
JİU-JİTSU
"Uysallık saati" anlamına gelen bu dövüş sanatı, 11. yüzyılın sonlarına doğru Japonya'da doğdu. Amacı, fazla enerji tüketmeden herhangi bir şekilde rakibi yenmekti... Bu yüzden jiu-jitsu alanında birçok ölümcül hamle içeren teknik geliştirildi ve bu spor, haklı olarak dövüş sanatının en vahşilerinden biri olmak gibi kötü bir üne kavuştu. Günümüzde bu spor artık yarışma amaçlı yapılmıyor.
AİKİDO
Aikido, son yıllarda özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde popüler olan bir dövüş sanatı... Özellikle eski bir CİA ajanı ve aikido şampiyonu olan sinema oyuncusu Steven Seagal'in filmleriyle beğeni kazanan bu sporun düzenli yarışması da yapılıyor. Saldırıdan çok savunmaya yönelik beden hareketleri içeren bu yöntemde, gelen saldırıları savuşturmak için, gözlem ve refleksin yanı sıra sporcunun bilek hareketlerini çok geliştirmiş olması ve sporcunun bu organlarını çok iyi kullanması gerekiyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız