Kuşkusuz, bunca araştırma ve emeğin arkasındaki dürtü, bu çiçeğin estetik görüntüsüne duyulan tutku değil... İnsanların asıl ilgisini çeken, onun çekirdeklerinden elde edilen ayçiçeği yağı... Ayçiçeği yağı bugün hemen hemen tüm dünya mutfaklarının ana malzemelerinden biri... Bu yağın tarihi oldukça eskilere uzanıyor. Afrodizyak özellikleri olduğuna inandıkları için Aztekler onu evlilik gecesinde ve daha sonraları da derilerini gençleştirmek için kullanmışlardı. Bugün bile bu yağ sadece mutfaktaki yeriyle yetinmiyor. Üretimin az bir bölümü de kozmetik sanayi ve ilaç fabrikalarına gidiyor.
Ayçiçeğinin yararlan bununla da sınırlı değil... Fabrikalarda yağı alındıktan sonra geriye kalanlar hayvan yemi olarak kullanılıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ve de özellikle Macaristan'da çiçeğin kuruyan dallarından soba ve şöminelerde odun tutuşturmakta yararlanılıyor, Macarlar bununla yetinmiyorlar; gübre olarak kullanmak amacıyla kuruyan ve toprağa dökülen ayçiçeklerini de topluyorlar.
Tüm ayçiçeği çekirdekleri birbirine benzese de aralarında önemli farklılık bulunuyor. Uzmanlara göre, iyi bir ayçiçeği çekirdeğinin yüzde 48 ve daha üstü oranda yağ içermesi gerekiyor. Bu bağlamda bugün dünyanın en iyi ayçiçeği çekirdekleri Macaristan'da yetişiyor. Macar ayçiçeği çekirdeklerinin yağ oranı yaklaşık yüzde 50-51... Akdeniz bölgesindeki ülkelerde ise bu oran yüzde 46-47'e düşüyor. Öte yandan ayçiçeği yağının asit oranı da. bitkinin ekildiği coğrafi bölgeye göre farklılıklar gösteriyor. Bazı ülkelerdeki ayçiçeği yağları linoleik ve oleik asit açısından daha zengin olabiliyor. Örneğin, Doğu Avrupa ülkelerinde bu asitlerin oranı yüzde 65 ile 67 arasında değişirken, Akdeniz kıyısındaki ülkelerde yüzde 53-55'e düşüyor. Ancak, hemen şunu belirtelim ki, yağın asit derecesi kesinlikle onunun kalitesini belirlemiyor, sadece daha besleyici olup olmadığını ortaya koyuyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız