Günümüzde her beş batılı kadından ikisi saçlarını doğal renginin dışında bir başka renge boyatıyor, ama aynı şeyi yapan erkeklerle hâlâ alay ediliyor, Oysa, saç modasının tarihine şöyle bir göz attığımızda bir şey çok açık biçimde ortaya çıkıyor: Beş bin yıldan bu yana, erkekler saçlarının doğal renginden sıkıldıkları an yenilik yapmaya yönelmişler. Bu akım en çok Rönesans'ta etkili olmuş; altın sarısı saçlar güzelliğin sembolü olurken, güney ülkelerinin siyah kıvırcık saçlı insanları ümitsizliğe düşmeye başlamışlar.
İnsanlar uzun süre, takma ya da doğal olsun, tek bir saç renginden vebadan kaçarcasına sakındılar: Kızıl renk... 1000 yıllarından kalan bir Alman destanında şöyle deniyor: "Hiçbir kızıl saçlıya güvenme... Onlar, kötü ve öfkeli insanlardır,.." Bu yüzden, kızıl saçlı Kral II. Otto (973-983), "kötü adam" olarak anılmıştı. Gene aynı nedenle, Hain Judas, Ortaçağ sanatında çok sık kızıl saçlı olarak tasvir edilmişti. Ne var ki, Mısır'ın en güçlü firavunlarından il, Ramses'in saçlarının rengi de kızıldı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız