Yalnızca kadınlar saçlarını büyük bir hevesle uzatmazlardı. Tövbekarlar ve kahinler dışında erkekler, Vaftizci Yahya gibi saçlarını omuzlarının üstünde dalgalandırırlardı. Sıradan insanların da uzun saçları olurdu; aynı şekilde, Yahudi kökenli erkekler için uzun saç, namuslu, özgür insanların simgesiydi. Germenler, özgür doğmuşluğun belirtisi olarak saçlarını uzatırlardı. Bu yüzden, kölelerinin ve suç işleyen herkesin saçlarını keserlerdi. Gençler arasındaki dazlak kafa modası, yüzyıllarca, pek çok toplum tarafından ayıp sayıldı. Oysa bazı kişilere göre, iki günlük sakal, insanı şerefli yapıyordu.
Şeytan'ın kötülüklerinin gizlendiği yer
Bu noktada bir şey daha dikkati çekiyor: Manastıra girerken saçı kestirmek, dünyanın güzelliklerinden vazgeçmek anlamına geliyordu. Aslında Ortaçağ boyunca tüm zamanlardan farklı olarak "saç"a olumsuz yaklaşıldığını görüyoruz. Nitekim, bu karanlık yıllarda saçların "Şeytan'ın kötülüklerinin gizlendiği yer" olduğu sanılıyordu. Şöyle ki, o dönemde toplanan bir dini konsey, saç taramaya ve saçı daha kıvırcık hale getirmeye yarayan tüm aletlerin yasaklanmasını kararlaştırmıştı.
"Sıradan insanlar" arasında uzun saç modası gelgit gibi değişiyordu. Frank kralları için uzun saç, kraliyet ailesinin tanınmışlığını ve şerefini simgeliyor ve çok sembolik bir değer taşıyordu. Frank Kralı Pippin, ilk önceleri kısa saçlıları dalgalı kral saçının ayrıcalığından mahrum etmiş, sonraları ara sırada olsa genç erkeklerin kısa saçlı olmasına göz yummuştur.
O tarihten bu yana, kimi zaman uzun kimi zaman kısa saçlar moda oldu. Geçen yüzyıldan beri de, uzun erkek saçları, yeniden özel bir anlam kazandı; kurulu düzenin sıkı kurallarına karşı bir protesto sembolü haline geldi.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız