“Moda" kavramının geçmişteki anlamı bugünkünden tamamıyla farklıydı. Eski çağlarda insanlar, moda dendiğinde her şeyden önce saç ya da sakal modasını anlarlardı. Çünkü, saç modasında giysi modasından daha çok çeşit ve yeni yaratımlar söz konusuydu. Bugün ise moda kavramı, giyinip kuşanmak anlamına geliyor. Eski zamanlarda elbiseler, yüzyıllarca, aynı şekilde kalıyordu. Öte yandan, saç modellerindeki değişikliğe en çok Romalı şair Ovid şaşmıştır: "Çok çeşitli olan saç modellerinin sayısını söyleyemem, her geçen gün bir yenisi ekleniyor..."
Bu saç çeşitliliği, M.Ö. 5 bin yılında da görülüyordu;
Bunu, mezarlarda bulunan taraklar, saç tokaları, tıraş bıçakları ve aynalardan öğreniyoruz. Bu ilk kalıntılardan şu sonuç çıkıyor: Eski Mısırlılar için saç bakımı ve şekli oldukça önemliydi ve bu konuda kadınlarla erkekler arasında pek az fark vardı. 19. yüzyıla kadar saçlar, sınıf farkları, insanların "içsel durumları", kökenleri ve içinde bulunulan çağın zihniyeti hakkında giysilerden daha çok şey anlatıyordu.
Saçın kurban edilmesi,
Tarihteki yüksek kültürlü toplumlarda bile yalnızca cenaze törenlerinde söz konusu oluyordu. M.Ö. 3 bin yılından kalma eski Mısır mezarlarında, ölünün son yolculuğunda yanında götürmesi için ahşap kutulara yerleştirilen saç yumakları bulunmuştur.
İnsanoğlu, aşk meselelerinde, evlilikte, doğumda ve ölümde saçının bir parçasını neden feda ediyordu? Kişi, ilahların ve kötü ruhların gücüne karşı "savunmasız" kaldığını hissettiği her an bu edimi gerçekleştiriyordu. Saçıyla birlikte, kendi benliğinden bir parçayı da, bütün bu güçlere karşı sembolik olarak feda ediyor, böylelikle iyi ruhların koruması altına gireceğini umuyordu.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız