M.Ö. 3 bin başlarında Mısırlı erkekler, saçlarının durumuna ya da tıraş edilmiş başlarının ihtiyacına göre peruk takıyorlardı. Burada dikkate değer olan şu: Aynı sınıfa dahil iki kişi peruk takmakla kalmıyor, aynı zamanda birbirinden çok zor ayırt edilebilen saç modellerini tercih ediyorlardı.
17. ve 18. yüzyıllarda, altlan kabarık biçimsiz peruklar, saray halkının görkemli giysilerinin bir parçası olarak, saltanat ve asalet simgesi haline geldi. Soylular arasındaki peruk merakı, varlıklı burjuvalara da sıçradı, 18. yüzyılın sonlarında, Fransız İhtilali'ne kadar, hemen her mesleğin kendine özgü peruğu vardı; bu perukların kesimine bakarak kişinin toplumsal konumunu anlamak mümkündü, Hukukçular, rütbelerinin bir simgesi olarak, modası çoktan geçmiş olsa da, gür, kıvırcık, altı kabarık perukları tercih ediyorlardı. Bugün peruklar, İngiliz hukukçularının cüppelerini tamamlayan bir aksesuar olarak hâlâ kullanılıyor...
Goethe, Handel ya da Bach gibi şairler ve müzisyenler de kendilerini peruklarla süslemişlerdi, 18, yüzyıl askerlerinin üniformalarında örgülü peruklar çok sık kullanılırdı. Fransız İhtilali'nin kargaşa dolu günlerinde, sadelik ve doğallık saç modasına da yayıldı. Pudralar ve peruklar, nefret edilen soylular sınıfının köhnemiş simgeleri haline geliverdi.
Yorumlar
Her devrin modası farklı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız