İstanbul’un Kıyamet Gibi 10 Günü (VI) – Friendz10
İngiliz donanmasının İstanbul önlerine geldiği dönemde 'Fransız Elçiliği Katibi' olan Baron Prevost'un tuttuğu notlarda, Fransız elçisi Sebastiani'ye ilişkin ilginç detaylar yer alır. İngiliz donanmasının Marmara'ya girip Adalar önünde demirlediği gün, Sebastiani bir yandan III. Selim'i İngilizlerle anlaşmaması için uyarmakta öte yandan da İstanbul'u terk etme hazırlıkları yapmaktadır. Baron Prevost'un anılarında şu satırları okuyoruz:
"Büyük bir gizlilik içinde, elçilikteki belgelerin yakılarak yok edilmesine karar verildi. Ancak bu işte o kadar acele edilmişti ki elçi Sebastiani evlilik kağıdını bile yakmıştı. Ayrılış, açık denize varmak için bir gemiyi ve her türlü ihtimale karşı birkaç yerde hazır at bulundurulmasını gerektiriyordu. Bu ölüm kalım sorunu sırasında, General Sebastiani'nin ileri görüşlülüğü, Rus ya da İngiliz taraflarının oyunlarından ya da Babıali'nin adamlarının beceriksizliğinden sakınmayı gerektiriyordu. Madam Sebastiani doğurmak üzere olduğundan, Fransız elçiliğini terk edecek durumda değildi. General Sebastiani de yazdığı bir mektupla karısını İngiliz elçiliğine emanet etmekte sakınca görmedi. İlk günün sıkıntıları, önlemleri bunlar oldu."
Sebastiani'nin sözleri devlet adamlarını harekete geçirdi. Halk da ilk anlardaki korkusunu üzerinden attı. Padişahın huzurunda bir toplantı yapıldı. Sebastiani de toplantıya katıldı; cesaretlendirici konuşmalar yaptı. O gün, Napolyon'un Vistül Nehri kenarında Rusları yendiği haberi de İstanbul'a ulaştı. Toplantı sonunda, İngilizlerin taleplerinin reddine karar verildi ve savunma hazırlıklarına girişildi.
Bir anda direniş havası bütün kente hakim oldu. General Sebastiani'nin çabalarıyla sahillerde istihkamlar hazırlanmasına ve topların yerleştirilmesine başlandı. Halk da büyük bir gayretle çalışmalara destek verdi. Hatta Padişah III. Selim de çalışmalara bizzat katıldı. Üstün gayret gösterenlere bahşişler verdi. Fener Rumları da Patrik ile birlikte, bin kişilik bir grupla savunma mevzileri kurdular. Bu hararetli çalışma ortamında korku havası da tamamen dağıldı.
Bu arada hükümet, müzakereleri uzatmak suretiyle zaman kazanmaya uğraşıyordu. İngilizlerle görüşmeyi Tersane tercümanı Hoca İshak Efendi sürdürmekteydi. İshak Efendi İngiliz elçisi ve amiraliyle uzun müzakereler yaptı. Onlara şartlarının kabul edileceği izlenimini verdi. Fakat bunun için zamana ihtiyacı olduğunu belirtip kesin anlaşma işini sürekli ileriye attı.
Yorumlar
ben şahsen yazıların iki tarafa yaslı olmasını tercih ederim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız